Ahmet Bektaş Şiirleri - Şair Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş

Ne Zan Ediyorsun?

“Sen kendini ne zannediyorsun? ” kişi kendini ne zan ediyor ise aslı o dur!
Zan konusunda “Ben kulumun zannı üzerineyim.” mealinde duymuşsunuzdur! Yani Allah kişinin kendi zannına karşılık veriyor! Kişi Allah’ı ne zan eder ise o karşılığı bulacak! Zannının sonucunu bulacak, zannına göre kendi istediği bir sonuç bulmayacak!
Bunu açmak için mesela, kişi kendini “Hak” zan etti! Bundan hiçbir sorun çıkmaz! Kendini “Hak” zan etmesi diğer kendi gibi olanlara da aynı hakkı verir! Buradaki “Hak” algısı çok önemli! Kişinin diğer insanlardan kendini üstün tutabilmek maksadı “Hak” zannında işleyemez! Evrensel olarak tüm insanlar “İnsan” noktasında potansiyel açısından eşittir! Bu potansiyelini köreltenler, eşitliği sağlayamaz! Bu köreltme işi bu 3. Boyutta yansır ama 2. boyutta, ruhsalda “Elest” ile başlar! Yani 2. boyutta ruhsalda, data olarak körelmiş olduğundan 3. Boyutta öyle görünecek! Kişi kendini “Firavun” zan etse idi kendini “Köle” zan edenleri köle edebilirdi! Yani herkes zannınca sonuç alacak! Köle zannına, firavun zannı karşılık olacak!
Diğer bir örnek; kendini diğer insanlardan üstün zan eden için durum nedir?

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Nur

Kızlar sevimli olur, ondandır seni çok seviyorum;
Sen, rüyalarımda bana gülümseyen minik kız…
Sen, babanın süsü; benim, gizli hazinem!
Gecemin aydınlatan nurum, Zühre’m.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

O Da Ben İdim

Kadıncağız, doğuma giderken asansörde doğurur ve yakınmaya başlar; “Benim kaderim bu, orta yerde doğum yapmak! ”! Görevlilerden biri, onu teselli etmek ister; “Abla, sen yine asansörde doğurdun, önceki senelerde bir hastamız, hastane girişinde meydanda doğurdu; haline şükret! ” der! Kadın; “O da ben idim oğul, o da ben idim! ” der!

Tarihsel süreci incelediğimizde tüm kavga ve savaşların çıkış nedeni; menfaat, hırs ve insanlara bir şekilde hükmedip onların üzerinde bir konum elde etmek! Tüm toplumsal etki, bunlar için yapılmış! Birileri kendi konumunu “İlah” seviyesine çıkarmak bu olmaz ise ilahın temsilcisi olarak yetinmek şeklinde öğretilerle bunu sağlamak istemiş! Eski zamanda “İnsan İlahlar” sonraları “Yarı ilah yarı insan” daha sonraları da ilahları göğe postalayıp “Aracılık” şeklinde bir seyir takip edilmiş. Buradaki incelik şu; hepsinin ortak iddiası toplumu daha huzurlu ve refah içinde yaşatmak! Bunun için de gerekli olan itaat “İlah” veya aracılıkla sağlanmaya çalışılmış! Hepsinin ortak yanı şu; “Ayrıcalıklı olmak! ”. Bu “Seçilmiş ırk” veya “Seçilmiş kişi” kavramı üzerinden işlenmiş. Ödül olarak da uzun vadede “Cennet”, kısa vadede “Vaat edilmiş topraklar! ” sunulmuş. Yani bu vaatleri sunanlar, kendileri hedef toplumun başına geçerek “İlah” adına önder olacak! Yani ayrıcalıklı olacak kendisi, doğal olarak da onun peşinden gidenler, onun amaçlarına (Liderlik ve ayrıcalıklı konum elde etmek amacı!) hizmet edenler de “Seçilmiş olacak”! Hep beraber “Cennet” onların olacak, bu uğurda insanların kanlarını dökmek ve topraklarından insanları kovmak da meşru sayılacak! Görünen bu! Yani kavga “İyi-kötü” veya “İlah inancı” ya da kutsal öğreti ekseninde sunulsa da asıl kavga, itaat ve öğretiyi vaaz edenlerin amaçlarına dair olacaktır!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Ölenler Yıldız Olur

Çok çok önceleri yıldız iken, parıldayan ve belki de şimdi orada hiç olmayan bir ışığı “Yıldız” olarak seyrediyoruz. Hatta bazıları bu yıldızlara isim veriyor; satıyor, satın alıyor! Yani aslında zaman izafiyetinde 3. Boyutta sadece ışık olarak var olan bir nesne, seyrediliyor, isim veriliyor; satılıp, alınıyor! Sadece bir ışık, insanlara kendi geçmiş ve geleceğine dair mesaj veriyor! Zaman ve mekan izafiyeti kaldırıldığında bir ışığın tüm boyutlardaki farklı yansıması anlaşılacak! Işık iken enerji ve madde halinden haber verdiği düşünülür ise yeryüzünde zaman izafiyetinde; yaşamış, yaşayan ve yaşayacak olan tüm insanlar için de bu geçerli! Yani tüm boyutlarda görünmek!

Evrenin var oluşunu enerjinin maddeye dönüşümü ile izah ediyor bilim. Ben de datanın enerjiye dönüşmesi hatta hiçlikten datanın oluşmasına işaret etmek isterim. Boyutlar konusuna girince varlık sahasını 3. Boyut maddeden başlatmak materyalist bir düşünce olur! Madde nereden geldi? Enerjiden oluştu! Enerji nereden geldi? Datadan oluştu! Data nereden geldi? Tercihten oluştu! Tercih nerede? Hiçlikte potansiyelde sınırsız kaynakta!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Boyutlar

Nokta, boyutsuzdur. Tüm açığa çıkış boyutsuz olandan, hiçten açığa çıkar!

İki nokta, tek boyuttur! Bir şeyin açığa çıkması için en az iki nokta gerekir! Bu boyut kazanması için gereklidir! İki nokta ise biri pozitif, diğeri negatif etki eksi-artı şeklinde aslında tek noktanın görünür olması içindir! Madde ve anti madde gibi! Biri olmaz ise diğeri de görünmez! Aslında bir bilgi var onu temsil eden! Görünür olması için çiftleşmesi gerekecek! Boyut kazanmak için bir çeşit yansıma! “Ben“ gibi!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Çocuk Aklı

Çocuklar aslında akıllarını en faydalı şekilde kullanma eğilimindedirler, onlara bazı tartışmasız kabuller üzerinden akıllarını iptal ettiren öğretiler verilmemiş ise!

Çocukları yabancıların aldatmasından korumak için sık söylenir; “Tanımadığınız biri, ‘Annene-babana götüreceğim’ derse sakın inanma, gitme! ” Hatta büyükler de uyarılır; “Kendisini polis, savcı olarak tanıtıp sizden para ve benzeri şeyler isteyenlere inanmayın! ” şeklinde!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Çoğalmak

“Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır.” EXUPERY

Evrende mevcut olan her şeyi insan kabiliyeti ölçüsünde kendisinde açığa çıkarabilir. Allah’ın isimlerinin (esma) tecellisi ahsen-i takvim (en uygun) şekilde insanda yansır. Eğer insan kendi iradesi ile sınırlamaz ise… Allah’ın insana kendinden üflemesi esmanın insanda mevcut olduğunun işaretidir.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Bozuk Mahsuller

“Bozuk mahsuller imha edilir...
Yaraları sarmak ister bilgelik.” Yara şiirimden.

Bozuk mahsuller imha edilmeli mi, ya da imhadan ne anlamalı; geri dönüşüm tam manası ile imha mı?

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Cima Mı Zina Mı?

Cima bilinmeyince Zina da bilinmiyor yeterince!

Cem

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Dedikodu

Dedikodu: TDK Güncel Türkçe Sözlük
İsim; Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kov, gıybet, kılükal!

Bu konuya girmeden hatırlatma yapayım; insanları veya insanlığı kurtarma görevini kendinde görenlerin tamamı bizzat kendisini ya da ırkını seçilmiş ilan ediyor, etmiş! Kendine ayrıcalık almadan bu işi tamamlamamışlar tarihsel süreçte gözlemlenir! Verimli toprakları (Vaat edilen) ve cazibe merkezlerini (Fethi övülen, hedef gösterilen) kontrol edip kendileri de başa geçmişler! Bunu da Tanrı adına yapmışlar!

Devamını Oku