Kabuklarını kırdıkça günlerin
Ağzımda yine o çürük yemiş tadı
Ya elimde makasla dumanlar içindeyim
Ya balyoz var vazo var da kollarım yok
Deposu delinmiş hırsımın
Açtım avcumu
Doldu içine güneş
Bir derin nefes aldım
Doldu içime deniz
Ne yarın var aklımda
Ne dünden bir hikaye
baharı müjdeleyen taze yaprakları
kırılan bir taştan çıkan fosil zannedenler
bir hamamböceği yürüyor
gözlerinizin akında
öyle boş
öyle cahil
onlar
ciğerlerini kumlamışlar
bu dünyanın nefesini çekerken içlerine
nefesini
bu dünyanın
Deniz tuzuna uzak
Su ıslaklığına
Rüzgar ıslığına
Kırmızı ışığına uzak
Denizin kabuğuna
toprağın çakılına karşı
insanın plastiği
Bir harman oluşmuş
şehre yakın adanın kumsalında
Mavisi, sarısı, yeşili ile
Bu gerçekleşmemiş hayalde
Bir olmuşluk saklı
Bu hayalkırıklığında
Bir sevinç saklı
Olmadı
Neden amelimle emelim çelişir
Sözlerimi yadırgar kulaklarım, neden
Bir eşek şakasına kurban gitmişim
Kaybolmuşum levhaları değiştirilmiş yollarda
Günlerinde arandığım kısır haftalar
hırsızların da adları vardır
katillerin de
hırsız çalarak çalar
katil öldürerek öldürür
adını
kısa ve öz