Falez üstlerinden
mavi gri ufuklara doğru
uzar gider bakışlar
Güneş
bebek
kanlı üzüm gibi
bir çift yanak
yumuşak ve yuvarlak
bir bardak sudaki dalgalardır
bir tepeden yuvarlanış herşey
bir dere yatağında akış
ömür dediğimiz
bir parça zamandır
kurulu bir saatte saklı kalmış
bir damarın tansiyonu düşüyor birden
gözleri kararıyor akşamın
güneşin kaybolduğunu görünce
dökülüyor aşağılara en yukarda saklı gece
27.04.2009
aşk
aramak ile
kaybetmek arasında sıkıştırılmış bir şeydir
tüm soluğunu
iki kişilik bir -şş- sesinde harcayıp
Rolüne çalışan bir aktör gibi
insan olmaya çalışıyorum
Yüzbinlerce ölünün
bir tanesinin acısını duysam, neyse
Almadan anlayamadım
almanın, vermek kadar olan büyüklüğünü
Bir eyvallah deyip de almak
Kibrimin törpüsü
Sanki dünya
Bizi ayırmak için büyük
Koca coğrafya serilmiş aramıza
Kıtalarıyla okyanuslarıyla
Gökyüzünü biçen kör bir testereye benziyor
bir neşeye ağrıdı
bir kumsalın sabah ferahlığına
güneşe konmuş ak bir buluttu
gökleri okşayan bir el kadar küçük
çiçeğin avcunda yalnızlık
kısa ve öz