Yine düştüm içine kor bilmece
Gel çözelim desem, yok bir imece
Gökyüzü bir o kadar uzak parlak
Beni kaybediyorum hece hece
Yalnızlar ormanından bir ağaç olarak
Rüzgarınızın önünde saygıyla eğilirim
Güzelliği dünyayı şarhos edecek arak
Çekinmeden dudağımı ruhuna değdiririm
Gece gündüz hep önünde durur bir put
Acaba wireless var mı sende tabut?
Bir bir değişse alemde nizam,
Gölgende kalır yine ihtişam!
Güneş gibi izbende alçalsam,
Çalsam ömrü, uğruna çalsam!
Sen benden korkma sakın,
acıtmayacağım...
Zamanı geldiğinde herkes korkacak zaten.
Anılar geçecek ya üstümden birer birer
İşte o zaman, işte o zaman...
Yalnızım, hiç olmadığım kadar
Soyutlamışım kendimi
Sardığında içini ısıtacak sevgiye
Geleceğe beslenen ümide
Geçmişe duyulan özleme
Herşeyden önce kendimi düşünmeye
Aldanma bulutla sev beni bir aralik
O gün geldi geciyor, bugün bir Aralik
Ahmet gerçekten mi? Sen artık yok musun? Paydos mu dedin bu dünyaya... Bak bunları ağlayarak yazıyorum umarım bu bir şakadır...