Denizler evler ey! Her keresinde
Mumla aradığım ay tabaklarda uykulu
Ay tabaklarda.. Zeytin ağaçları sökülmüş
Çocuklar geceler boyu dipsiz kuyu
Sonra gider çocukları öldürülmüş annelere
Neyi ölçüyorum?
Bir derinlik değil miyim denize ben?
Bir ağaç değil miyim düz ovada?
Bir kuyu değil miyim susamışa ben?
Bir göl değil miyim balıkçıya ben?
Bir orman değil miyim avcıya ben?
Kudüs’te yağmura açarlar çocuklar pencerelerini
Yağmur kız kardeşidir evlerinin
Çocuklar kuşlar kadınlar ey!
Yağmura çıkarlar caddeler boyu
Kudüs’te leylaklar açar fısıltılarla
Yitirdim
Soluk aldığım büyük çatıyı
Kuşun kanadığı ağaçtan göğü
Otu yıldızı tozu denizi çiçeği
Çitle çevrilmiş sabahın kollarında
Öyle derinlere cam kırığı mavisi denize
Öyle derinlere içinde boğulduğum keder nehirlerine
Öyle derinlere içinde boğulduğum ezik gözlerine
Öyle derinlere eski kulelerin gölgelerine
Öyle derinlere yağmurun sonsuzluk ülkesine
Öyle derinlere ormanın kokusuna alevine
(Mersin’de Eski Bir Sokakta)
Kanıyorum,
Kanayıp duruyorum Mersin’de eski bir sokakta,
Duvarlarında mor çiçek salkımları olan,
Denize inen bir sokakta,
-Metin Cengiz’e
Flamalar vardı yukarılarda bir yerde
Havai fişekler davullar çifte çifte
Uçarı mendiller vardı kırmızı mavi
Avluda incir ağacı, saksı çiçekleri
-Sina Akyol’a
Ne tuhaf ağacı kuşu dağları okumak
Denizi, külden sözcükleri bile bile
Taşın ruhu katlanır geceye
Sözcükler tükenir deniz kalır
Güneşin tersi ayın yüzü için deniz
Terli dağların ardıç kuşları için deniz
Sevişenlerin omurga kemiği için deniz
Ormanın dili vâdilerin derinliği için deniz
Günebakanların ruhu için deniz
Parıltılı arı doru atlar için deniz
Vakit öğle derinliğinde güneşin
Güneşin arkası ve günün ortası için deniz
İncir ağacının kuşlardan şikâyetçi olduğu söylenir
İncir ağacının meyvesi için deniz
Eşyanın düşey konumu yalnızlık ortamında




-
İsmail Şafak
Tüm YorumlarAllah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah sevenlerine Sabırlar dilerim. Keşke daha uzun yaşasaydı da tariflerinin tadına bitimsiz,doyasıya varsaydık.