Dilimde titreyen türkü
Vay le le can
Rüzgârı portakal bahçelerine sürüklüyor
Yol uzun ay aydınlık
Vay le le can
Söğütleri geçip geliyorum kapınıza
Nisan’ın geldiğini söylüyor çayır, kuşlar kalkıp kayısı dalına konuyor. Çiçekler sulara düşüyor, sular alıp götürüyor başka çiçeklere. Bahçedeki kaplumbağanın yaşını soruyorlar, sular kadar vardır yaşı diyorum. Suların yaşı sınırları aşıyor. Tiranlar boş yere duvarlar örüyorlar. Yeryüzünün en dip kıyısına dek uzanıyor kalbim. Şarabî denizler, derin göller kalbimdir. Birbirine kişneyen atlar benim kibirsiz özgürlüğümdür dörtnal giden ve geçen çalgılı ırmakları.
Gene gündüz, gene zarif Nisan çözük saçlarıyla geliyor. Deniz kıyısında Naz’dan ayrılıp karşılayamaya gidiyorum. Kaçmış barbar tiranlardan, selamını getirmiş nilüferlerin.
Yağmur başlamadan eve dönelim.
Bir parça kar beyazı bulut mu
Gök mavisi mendil mi anısı olan
Savaktan akan serin sular mı
Git getir usulca yarana sar
Eksilmesin başucundan memleket
yel ile koşuda birinci seçilmiş rüzgâr
böyle dedi deniz kıyısındaki nar ağacı
denizden konuşuyoruz gölgesinde
koya giren uykulu denizden
gül ile koşuda sonuncu olmuş sümbül
olanca sesindeki gürlük
yankılanır kara dağlarda
eskiten ne var orada gökyüzünü
gövdemden gövdene dağılırken kimya
senin melez düşlerine karışır
ben yaprak silkelerken avluda
çatal kaşık sesi sonra çığlığı
bir umutsuzluğa girerken dünyanın
dışarda kar saati kırılgan ipek gibi
keder var odalarda keder var
oysaki bir sürahinin dolu duruşu var
annelerin yaslı duruşu var
ben düşler tramvayına binerken şehrin
pırıl pırıl bir ay doğmuş olurdu dünyaya
hanem aydınlanır annem uyanırdı
babamın serçelenmiş ayakları saçılırdı
ufak tefek sokaklara
ben sokaklara borçluydum çocukluğumu
benim işte evimizin önündeki salkımsöğüt
benim işte mahalledeki kör çeşme
şakayık benim gül ben
yakamı bırakmıyor gideyim
göğün ilkyazı, bir de kavuşamadığım
deniz, denizin gök gözleri
Yavaş yavaş ısınıyor taş
Yavaş yavaş uyanıyor su
Yavaş yavaş buğulanıyor ağaç
Yavaş yavaş sap taşıyor karınca
Yitirmiş yönünü bu yüzden
Kır kahvesinde çay söylerim sonbahar gelir
Yaprak üşür uçuşan elbiselere dolan rüzgâr gelir
Cemal Abi durup havalandırır dizelerini
Sonra Kadıköy’e iner kar gibi yağar gelir




-
İsmail Şafak
Tüm YorumlarAllah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah sevenlerine Sabırlar dilerim. Keşke daha uzun yaşasaydı da tariflerinin tadına bitimsiz,doyasıya varsaydık.