Her şey bir başlangıçtı başaklar bile
Kırlar dağlar deniz kenarları
Denize inen sokakların kuşları.
Durup baktım yapraklar başlangıçtı
Sonra evler pencerelerinden fesleğen sarkıtan
Akşamüstünün buğusu, bugünün sonu
Bir park kanepesinde oturuyorum deniz
kıyısındaki, burnumda tütüyor
günyenisi küçük kız, bir çocuk kadar
suçsuzum onu sevmekle, bunun için
ilgileniyorum kırgın çiçeklerle
Burda mayalanan aşkın yedeğinde
Gün vurdu mu yüzünü sulara
Bir haber beklerim sevinçli
Ulaşan mermere, taşa, içerdeki dosta
Usulcacık bir türküye girer gibi
Bir haber; kuşların kanadında
gece uzun sürüyor Berfo Ana
kapıyı açık tut, yüreğini
derelerin fısıltılarına aç
bugün tasanda değişen bir şey yok
“ey oğul, gücün mü tükendi cellâtların
Gelincikleri soruyordun ya erken saatlerde
Sokağın ucundan baktım yoktu ovada
Yelkovan kuşları vardı denize doğru uçan
Mekanik çığlıklardan haberli, minarelerden
Çatılarda dem çeken güvercinlerden
Yağmurda bekleyeceksin kirpiklerin uzayacak
Akşam inecek birazdan
Issız asfalt yollara incecik akan sulara
Yürüyeceksin usul usul kirpiklerin ıslanacak
Seninle yürüyecek sevda
Mermer kaldırımlardan
Bir orman güzelliği var gözlerinde
Sevgili, saçlarında kuş cıvıltıları,
Alır giderim onları sessizce
Upuzun bir gece boyunca
Uzanır dokunurum boynunun zarifliğine
Nisan’ın geldiğini söylüyor çayır, kuşlar kalkıp kayısı dalına konuyor. Çiçekler sulara düşüyor, sular alıp götürüyor başka çiçeklere. Bahçedeki kaplumbağanın yaşını soruyorlar, sular kadar vardır yaşı diyorum. Suların yaşı sınırları aşıyor. Tiranlar boş yere duvarlar örüyorlar. Yeryüzünün en dip kıyısına dek uzanıyor kalbim. Şarabî denizler, derin göller kalbimdir. Birbirine kişneyen atlar benim kibirsiz özgürlüğümdür dörtnal giden ve geçen çalgılı ırmakları.
Gene gündüz, gene zarif Nisan çözük saçlarıyla geliyor. Deniz kıyısında Naz’dan ayrılıp karşılayamaya gidiyorum. Kaçmış barbar tiranlardan, selamını getirmiş nilüferlerin.
Yağmur başlamadan eve dönelim.
Bir parça kar beyazı bulut mu
Gök mavisi mendil mi anısı olan
Savaktan akan serin sular mı
Git getir usulca yarana sar
Eksilmesin başucundan memleket
yel ile koşuda birinci seçilmiş rüzgâr
böyle dedi deniz kıyısındaki nar ağacı
denizden konuşuyoruz gölgesinde
koya giren uykulu denizden
gül ile koşuda sonuncu olmuş sümbül
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah sevenlerine Sabırlar dilerim. Keşke daha uzun yaşasaydı da tariflerinin tadına bitimsiz,doyasıya varsaydık.