Sessizlik savaş çığlıklarından,
Ölmek üzere olan feryatlarımdan,
Bin kat kötüydü inleyen sancılarımdan,
Ah şu sessizlik uslanmıyor fıtratımdan..
Kekliğin duyuldu ötüşü,
Tavsiyelerle düzeldik son sürat,
Sillesi yedik dostun tavsiyesine kandık,
Suistimal edildi gönülde akan gözyaşı,
Anladık bize kendimiz dost kaldık..
Her kelama meyilli bu çirkin çocuk,
Yüklü hafif fısıltılar beni yaraladı,
Güzel yüzlü insanlarda..
Gerçek üstü bir çirkin sırıtış,
Hep bir belirsizlik içinde günah..
Sıcak kelimeler zihnimden kalbime,
Yay kaşlı, hafif esmer,
Hüznün çehreyi bıçak gibi keser,
Yaşı küçük, gönlü derya seher,
Feryadı duyulmadı sükût eder..
Aklını yaşından almaz,
Minicik bir kanarya,
Gökyüzünden uçup omzuma kondu,
Huysuz çocuğun kenara fırlattığı,
Oyuncaklar gibi denize devrilmiştim..
Sessizlik ve yalnızlık,
Masum Bedenler,
Kirli eller,
O ellerdeki düşler,
Zihnin kirli emelleri,
Hayattan koparılan çiçekler..
Çalmadan duramaz olmuşum,
Ömrümün geçmişe kapılarını,
Bu bana ağır gelen sözler yok mu..?
Geleceğimi ömrümden çaldı..
Dayanılmaz gürültü kemirdi kulaklarımı,
Bu çölde öleceğiz,
Ruhlarımız dinlenmeden,
Sonsuza dek dolaşıp durduk,
Yolumuza devam ediyorduk..
Vahşi tepelerde mezarlar kazılıyor,
İçinde birbirine lacivert çöl gecesinin,
Dolanan ışıkların şarkısına kaptırdım kendimi,
Aynı varlığın iki yüzü gibiydi,
Birbirine ense kökünden bağlanmış iki maske..
Sanırım tüm suç bende,
Sabırsızlığıma kelepçe taktım,
Ay insanı ihtiyarlattı,
Çöl güneşine kaçtım,
Umutsuzca uykuya daldım..
Gözyaşlarım hiç durmayan şelale,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!