Güneş buz adası,
Ay ve güneş suda saftı,
Çaresizlik gözyaşı,
Kuytu köşeleriydi aklımın..
Yolum yatağım,
Ustaca yaşlandım,
Toprak duvarlar yükseliyor,
Çaresizlik duygusunu oyaladım,
Kavisli ve kır siyah kaşlarım..
Çaresizliğimle yüz göz oldum,
İnsan güvenilir değildi,
Sırtı dayayacak duvar arandı..
Duvarlar harap oldu,
İnsanlar tek seçenek kaldı..
Farazi hisler,
Gece gündüzü örttü,
Morarmış çürük renginde gökyüzü,
Acımasızca sömürüldüm,
Dağ eteklerinde soğuk düş örtüsü..
Sessizlik hüküm sürdü,
Düşlerim bir ok gibi günaha ,
Sabrım pişmanlığı zorluyor ,
Çare tövbe sonrası yine günaha,
Tekerrür eden yaşamım aynı sokağa atıyor,
Kavuşması imkansız bir düşteyim,
Şuan cehennemdeyim elimde günah,
Yaptığım maskaralık bana ithaf,
Film şeridi gibi yüzüme vurulur,
Şahitliği susturamadıklarım savurur..
Kötüsü kurtulamadık maziden,
Duygularım yüzünden titredim,
Kibar kılıksızlık beni aldattı,
Acı verdi bedenime sözler,
Hafif düşmanlık maskeler taktı..
Çelimsiz hisler,
doymaz, doyamaz, nura doyulmaz, kanılmaz,
ancak nur açıklığı ile yorgun bitap düşer,
doymak değildir, bu en derinden aşk şarabıdır,
dinmeyen haykırış, mutluluğun sancısıdır..
insan doğar, kundaktayken zindana girdiğini anlamaz,
Hava yoğun sis kötümser,
Bulanık anlamlı izleri ,
Karmaşalık yaşlandırıyor beni,
Kara toprağa gidiyorum misafirliğe..
Tek oda ölüm ötesi,
Zihnimin içindeki kapıları açtım,
Sessizliği dinleyip sağır kaldığım fısıltıları,
Duymayı öğrenip kapandım,
Karanlıklar içinde dolaşmaya mahkûm..
Farkettim ağlamadan duramaz olmuşum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!