Akşam sessiz ve sakindi,
Pelerin gibi bütün sesleri boğdum,
Karanlık kayboldu korkunçtu uçurum,
Serap gibi titreşip dağıldım,
Kayboldu uçurum..
Söylemler yetersiz,
Özgürlük için yatırım yap,
Hatalar yolundan deparla geçtin,
Hayatın hep sorgu ve sualsiz..
Sor kendine tanrın nerede..?
ölü gibi bir yolculuk,
kötü olur o geçmişlik,
mecburiyet yeminli bağlılığa,
tekrar eder o pişman sefillik..
ya çok geç kaldık bilindiğe,
Güneş yaktı kendini,
Öfke, hakikâti görmeye mâni,
Sözlerim yanlış yere doğruldu,
Yüzümde zaman kavramını kaybettim..
Hukuk kâtibi daha mantıklı,
Dilimi hapsettim iki dudağım arasına,
Sözlerim mahkûm, kelimeler mahkûm,
Hiç olmadığı kadar hürdü dilim,
Şimdi omuzlar üstünde yaralı tabut..
Bekler misin ölüm ne güzeldir,
Şekli almadan şekli vermeden nâ mümkün,
Züleyha'ya yusuf,
Yusuf'a Züleyha,
Yolundan geçermiş aşkın..
Ne vurgunlara tanık bu meçhule,
Mevsimlerin temposuna uydum,
Toprağa bakıyorum,
Ölü için sunaklar sunuldu sanırım,
Sonuç kaçınılmazdı..
Sessizce ama acı acı ağladım,
Odanın serin loşluğu,
Göz kenarlarında kırışıklıklarım,
Saçlarım hüzne saklandı,
Hüzün verdi kaçınılmazın sonu..
Hüznü gömerken dualarımı ektim,
Gemi kâtibinin paslanmış umutları,
Çıplak yüzümüze kum atılmadı,
Yüzümü ıslak toprağa yapıştırdım,
Ölü yapraklar arasından umuda baktım..
Sessizlik boşluktu,
Sessizlik uzadıkça uzadı,
Uzun bir sessizlik oldu,
Sessizlik o kadar uzadı,
Kamarada yalnızlığa inanmaya başladım..
Hüznümün yazdığı mektubum ben,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!