İştiyak göstermesi,
Hatalı tefsire maruz kaldık,
Büyük bir tehallük ile nazariyenin..
Şiddet nazariyesi,
Şerh ve aksül amelleri,
Gelsende ne çare,
Issız odada kaldım bi meçhule,
Hatamın bekçisi oldum hatırla sende,
Bin hataya bir pişmanlık ile geldim affeyle..
Kemiği yoktu dilin zalimce sözler sarfettim sana bile,
Tövbe, kökleri kalplerde olan ağaç,
Dalları dudaklarda,
Gözyaşları nedamet ateşiyle ıslanan,
Gözlerden döküldü gönül ıstırap,
Ve çiçek açtı ağaç..
Kır sakallarım sinem üzerinde titreşti,
Sanki büyük bir günah işlemiş gibi,
Nedamet gözyaşları içinde affı dilendik,
Rüzgarın ilk sillesinde yenildik..
Şahit olduğum manzara ne hazin,
Ölüymüş yahut diri,
Nerede yaşadığı, ne fark eder..!
Beni anlayan biri,
Kim..?
Ne fark eder..!
Güzel, gülüşü daha içten,
Gözlerim doldu gözlerime doldun,
Gözlerim seninle doldu,
Sen gözlerimden boşaldın,
Bir afiş kekeliyor ismini,
Delicesine kıskandım..
Nefesini tut,
Soluklan, feryata suskun kal,
İncecik dal üzerinden kendini sal,
Deniz ortasında çırpınırdı sandal..
Dünya böyle miydi,
Ey nefis..!
Köle ettin bedenleri,
Sonra ruhu ve hemde tahammülü,
Ve âsi olmaya teşvik eyledin..!
Ey ateşin gölgesi..!
sonu gelmiyor kaderin uzun yolunun,
nefis gururlanmasın, mahlasım köle olsun,
suskun fısıltılar, kapılar ardından yankı yaptı,
fitne dolu kap yüzünden, içime sindikçe sindim..
uykum tutmaz oldu düşlerimi,
Öfkeliydim ve aklım karıştı,
Tanımlayamadığım bir çaresizlikle,
Nefret doluydum,
Günahın altında eziliyordum..
Yağmur sesimi yıkamıştı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!