Duvar nemini serdi gölgenin gözlerine
Korkunun şakağına dokunurken karanlık
Yıldırım düşüyordu kalemin sözlerine
Kaygılar mı basmıştı ürpermişti bir anlık.
Amacı olmayan can göğe benzer güneşsiz
Yedi beş şiddetinde ırgalarsın pazarı
Söyletirsin durmadan şairi ve yazarı
Sükûneti iç artık değmez elin nazarı
Geçimler karman çorman gelsin intizam baba
Öl artık ne olursun yetmedi mi zam baba.
Arkama bakıyorum takipteymiş bir güruh
Selam verip sessizce masama çöküyorum
Dalgalı gölgelerin çoğu olsa da mecruh
Kimseye aldırmadan şiirler döküyorum.
Bardağıma düşüyor zavallı gezegenler
Yok, yok oldu yurdunda yaşıyoruz ne yazık
Ne tarafa yönelsek çevremiz demir kazık
Bütçemiz yetişmiyor almaya düzgün azık
Yeşillik mi yolalım sökülen ormanlardan
Saman mı devşirelim yakılan harmanlardan.
Sofra garip boş kaldı baklava yok börek yok
Kül kılıçlar kaldırın zırhlı barış erleri
Kiralık bir sarayın en son kiracısına
İğne yapraklı sözler titretmeli yerleri
Görmüş müdür insanlık kelepçeli elimi
Yasaklara sürünüp nasırlanmış dilimi
Korkmuş mudur soğuklar çiçeklenen kirazdan
Neşe huzur getirir ılık rüzgâr birazdan
Usanmıştık aylarca kar soluklu beyazdan
Sıkıntıdan bunalmış yüreklere haz gelsin
Hastaya şifa olsun tez zamanda yaz gelsin
Yemin olsun güneşe yeminler olsun aya
Tekrardan gelir isem bu yalancı dünyaya
Paranteze hapsedip geçmişin acısını
Çileyle hemhal olan kalbimin sancısını
Neşeli yarınlara ümitle bakacağım
Yeryüzünün zihnine adımı çakacağım.
Kim demiş ki yoksulum açlık bilmez bir kulum
Engel nedir görmedim düze çıkar her yolum
Taşıdığım altından ağrımasa sol kolum
Diyeceğim var mıdır benden daha mutlusu
Dünya yansa yıkılsa yarından umutlusu.
Uykum yandı deliksiz iğneden geçemedi
Umudum da kalmadı hüznümle yaşıyorum
Kâbusların içinden düşleri seçemedi
Yatakta bazen susup bazen de taşıyorum.
İçimde ateş oldu onulmayan lösemi
Sahile yanaşır mı yoksa batar mı gemi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!