Adın vardı semanın karanlık kubbesinde
Sonsuzluk yağmuruyla Mekke’ye geliverdin
Selam durdu ateşler dünyanın habbesinde
İyiliği yaymaktı insanlığa tek derdin
Yüzündeki tebessüm kararttı yıldızları
Eğildi hurma dalı selam ey Habib dedi
bu şiir senin için okur musun bilemem
Azrail tutsa artık nefretimi silemem
soyun silsilen için iyi tek şey dilemem
güneş patlar arz kurur seni gördüğüm zaman
kurtulmak mümkün değil her yerden çıkıyorsun
Tebessüm mü emzirdin müstehzi dudağından
Yorgan mıydı saçların üşüten gecelerde
Yere bile koymadın bırakıp kucağından
Seni nasıl anlatsam yetersiz hecelerde.
Düşlerimden eksilmez aydan nur alan adın
Ok edip kirpiğini kalbime çakan kadın
Vicdan akıl merhamet tutuşmuş bir savaşa
Garnizonlar kurmuşlar her şehre dağa taşa
Bilinmiyordu belki kim zafere ulaşa
Müttefikmiş merhamet uzun süre vicdanla
İşi olmazmış asla ölümle canla kanla.
Şahım erdim geldim derken
Yıllar gibi geçeceksin
Fani insan fani gücün
Paldır küldür göçeceksin.
Eğri doğru seçmiyorsan
Yeniden yazar kalem hiç yazmamış gibi aç
Tutmazsanız tutmayın değil kimseye muhtaç
Açıktan atar taşı yapmaz öyle vur da kaç
Yazdıran üst akılsa yazan kalemi kurşun
Kuş beyinli dense de eti yenmez her kuşun.
Söz kesiyorum diye kızmasın bana kuşlar
Elimde gümüş makas didiklerken cümleyi
Gecenin gözyaşından almaya bu uçuşlar
Nurlarını yıldızdan büyütmek ez cümleyi.
Mine döşeli deniz çığlığın ince ucu
Sabaha doğru doğrul gülümse gözünü aç
Sadece sen mi korktun titriyor bak bir ağaç
Ruhunu gasp etmesin yalnızlık denen kıskaç
Pencereni arala saçını sevsin rüzgâr
Sabırlı ol sakin ol elbet dönecek bahar.
Denizsiz bir ülkede denizin hayaliyle
Çift olmuş papatyalar saf ve masum haliyle
Yağmuru dilemişler uçup giderken bulut
Suyla sandal yüzecek kesmemek lazım umut.
Sitem ettim savaşa, sitem sana az dedim
İşitmedi galiba belki de ahraz dedim
Tutup verdim kalemi istiyorsan yaz dedim
Ey vicdansız ey gafil nedir senin telaşın
Memnun musun halinden zehirle dolsun aşın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!