Omzuma çivilenen hasretinden güç alıp
Lacivertle oynaştım hayal kurdum dün gece.
Kanatlandı saatler pembe düşlere dalıp
Kaf’ta Anka kuşuna kamçı vurdum dün gece.
Düşmekten de korkmadım o dağın yamacında
Hüzünlerim sallandı gamlı darağacında
İçimde mevsim üşür titrer güçsüz gölgeler
Kağıt kesmez kamalar parçalarken bağrımı
Çelik bir ızgaradan ruhum elemi eler
Rüzgârlar süpürür mü yüreğimden ağrımı?
Başım önüme eğik, omzumda tonlarca yük
Etekleri sürünen üç beden daha büyük
Açma perdeleri hemşire izleniyorum
Korkuyorum herkesten o yüzden gizleniyorum…
Yükseliyor isyanım içimin miracına
Ruhumdaki zindanda saklı esir feryatlar
Azgın denizler kaynıyor sol yanımda
Farkettim sitemini sayfalardan taşıyor
Aydınlık kararır mı gam ile çile ile
Kartalın kanadında sarp dağları aşıyor
Tek başına çırpınmak boş avazdır nafile.
Varsa derdin çekinme paylaşalım dost kalem
Her zaman buradayım olsa bile meşgalem.
Göz kırparken yıldızlar bulutun arasından
Yok olur bütün dünya sen girersin gözüme
İçime ateş dolar bahtının karasından
Sen tutuklu ben serbest isyan düşer sözüme.
Firar et düşlerimden beni benimle bırak
İhtiyar bir kadınım kırış kırış tenimle
Saçımda hüzün akmış yorulmuş bedenimle
Aynanın sırlarına eklerken yeni sırlar
Koşup giden ömürdü sanki geçti asırlar
Kirpiğin arasından anıları süzerken
Sorgulayıp geçmişi zindelik nerde derken
Dalgalanan denizde sürüklenen sandaldım
Rüzgârla ilerledim nice ülkeler aştım
Bazen kâbusla kalktım bazen düşlere daldım
Yılmadım yenilmedim zorluklarla savaştım
Şimdi yıpranmış eski delik deşik sandalım
İstesem yüzer miyim kırılmadan son dalım?
Önce sigarasını sonra ateşi körükledi
Canında yar, sinesinde har alnında tuzlu damlalar.
Bir türkü mırıldandı
Notalar ağlamaklı,
Tokmağın vuruşu isyankâr
Yıl bin dokuz yüz altmış beş
Cehennemin demir kapısı söküldü önce
Döküldü tutuklu suçlar tozlarla birlikte
Balyoz sesleri çınlattı taş duvarları
Acı anılar saklandı birer birer
Kimisi gözyaşına yüklü, kimisi hasret kokan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!