2009–2010 Eğitim ve öğretim yılı birinci dönemi sona eriyor. Öğrenciler karneleriyle evlere gelecekler ve evlerde çeşitli hikâyeler yaşanacak. Ancak sayın velilerimiz bu karneler sizin. Lütfen öğrencilerinizi yargılamadan önce kendi kendinizi yargılayın ve eleştirin. Bu dönem öğrencim için ben ne yaptım? Sorusun lütfen kendinize bir sorun.
Daha öğrenci okula başlamadan velilerimiz maalesef yanlışlarla başlıyorlar. Nedir yanlış olan? Öğrencilerini adam yerine koymadan kendi istediklerini ve kendi hayallerini çocuklarında yaşamak istiyorlar. Gerçek olan öğrenci yetenek ve kabiliyetleri kesinlikle dikkate alınmıyor.
Öğrenciler, okula yazdırıldıktan sonra öğrencinin psikolojik gelişim durumu ve okuldaki hal ve gidişatı takip edilmiyor, Öğrencileri evden okula göndermekle bu işin bittiği sanılıyor. Parasını vermek, defter, kitabını almak, servise vermek acaba yeterli sorumluluklar mıdır? Öğrencilerin çoğunun şikâyeti evlerinde kendileri ile ilgilenilmediği ve insan yerine konulmadığıdır.
Acaba hangi veli ergenlik içerisinde olan öğrencisini karşısına alıp ta onunla konuşabiliyor? Hangi veli öğrencisini okula gidip gitmediği konusunda okulla istişare içerisine girebiliyor? Hangi konularda başarılı olup olmadığını araştırıp, hangi veli altarnetatif öneriler sunabiliyor.
Kendi problemlerini öne sürüp, aylarca kontrolsüz bıraktıkları öğrencilerini ancak karne günü hatırlayan veliler acaba bu çocukların geleceklerinden ne bekliyorlar ve bu çocuklara kızma hakkını nerden bulabiliyorlar?
Öncelikle başarısızlıkların odağında aile, çevre, kişi, tercih, okul gibi etmenler vardır ama asıl olan önce elimizdeki çiçeğin farkında olabilmektir.
Bir sürü güvercin havalanıyor,
İçinde bir tek o alaca beyaz.
Zamanla her insan sevdalanıyor
İçinde bir tek o dudağı kiraz.
Süzülerek gökte melekler gibi,
Bir yıldız kaydı erkenden.
Hayret kimse ağlamadı arkasına
Dudaklarda dualarla yollandı
Gözü arkada kalmadı,
Erkenden bir yıldız kaydı.
Gözlerimde…
Tan yıldızı gibi
Parlayıp çıktığın bir gün
Usuldan
Yaklaşsam yanına
Seni sevdiğimi söylesem
Ne zaman enginden bir uçak gitse,
Ürperir korkarım hep birden bire...
Bombalar atılır o an üstüme
Biri yüreğime biri gözüme
Biride beynimde hiroşimaya.
Beni bu gurbetten,
Alıp götüren.
Anam gibi kucağına yatıran,
Babam gibi şevkatiyle sarılan
Bacım gibi kardeş diye dövünen
Benden uzak,
Ne kadar farklı hayallerimiz var. Neler yapmak isteriz heyecanla ama… Hayatın gerçekleri o kadar farklı ve insafsızdır ki… Bizleri hiç ummadığımız yerlere götürür. Biliriz ki, bazı yenilikler yapabilsek hayatımızda belki de istediğimiz mutluluğa ya da istediğimiz hayallere ulaşabiliriz.
Haberleri okur, ilginç ve o kadar korkunç haberlerle karşılaşırız. İnsan ne olacağını bilemiyor ki. Keşke deriz, şöyle yapsaydı bu olaya maruz kalmayacaktı. Lakin keşkeler bir şey kazandırmayacaktır insana. Lakin olan olmuştur ve olacaklarda olacaktır.
Yeni senaryolar yazılmıştır, yaşantımız üzerine. Bir anlık olaylar bizi çok değişik sonuçların içine sokabilir. Ama suçlu bulamazsınız. Çünkü herkesin suçlusu ve güçlüsü belirlenmiştir. Çünkü herkes taraf olmuş ve olanda olana olmuştur.
Yıllar boyu hep eşitlik ve bireysel özgürlüklerden bahsedilmiştir. Ama yıllar boyu insanların eşitsizlikler içerisinde kahrolduğunu herkes izleyebilmiştir. Çünkü insan denilen canlı kendisini her zaman başkasından üstün ve başkasının hakkını yemeğe muktedir kılmıştır.
Bizler akıllı yaratıklar, yani insan soyu. Ne kadar aciziz olaylar karşısında. Halbu ki ne kadar güçlüydük, neler yapabilirdik. Taşı sıksak suyunu çıkarabilirdik. Ne oldu bize! Neden bu kadar çaresiz ve umutsuzuz.
Başı dimdik gezenler vardır. Gözyaşlarını ve içindeki bütün gerçekleri gizleyerek dik durmaya çalışırlar. Eve vardıklarında, bütün dikleşmeleri bitmiştir. Bütün üstünlükleri, evin küçük tekir’ine olmuştur ya da savunmasız, eline bilmem nasıl geçirdiği evin fertlerine olmuştur.
Doğup büyüyoruz çocuklarımız oluyor,
Yanlışlar yapıyoruz kızıyorlar
Çocuklarımız büyüyor biz kızıyoruz
Anlatamıyoruz belliki doğruları...
Sana yakalanmak en olmaz saatlerde,
Susturmak istediğim bilinçaltıyla.
Adımlarım sokaklarımda,
Karlı kış geceleri…
Sana yakalanmak hatıralarımla Ankara.
Zamanım kalmadı haydi eyvallah,
Unutur gidersin sende zamanla
Başına gelmeden sen bunu anla
Anladım dünyada vefa yokimiş.
Güleni,geleni dostum sanmıştım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!