güneş gözbebeklerinde gezinirken bahar yeniliğiyle
sıcak soluğunu yapıştırmışım dudaklarıma
denizler gibi süzgeçten geçirildi tadılan terler
etinin tuzlarıyla dilime
saçlarını boynuma dolamıştın belime kollarını
kanatlar gibi oynaştırıp bağlamıştın
sen içimde bir sırsın
ama yasaksızsın
iyi bil saklamasını
sevgimi...
düşünceler arına arına
aydınlanıyordu
sevdalana sevdalana bilinçleniyordu
düzelmişti
inançları anlatıyordu
benimsemişti
bir gün yeniden sevme olanağım doğarsa
yine seni seveceğim
gün doğuşu ve gün batışındaki
dağlardaki ağaçların doruktaki güzelliği kadar
temmuz ağustos sıcağındaki susuzluk
suyun ürünü dirilttiği gibi
dediler 1979 çocuk yılı
kan ağlıyordu Afrika, Asya, Ortadoğu, Anadolu
oyuncak yerine elleri silah dolu
nöbette uyudular oyunları unuttular
ne ev var ne su ne de elektrik
özlemleri yüklemişim sırtıma yaşamışlığı yüreğime
önümüzde koca bir dağ
ve engellerle doldurulmuş uzun mu uzun yol
yaralı yangınla kuşatılmış çağ
karanlık ve durmuyor zaman gece boyu
yorgun aç susuz ve sıcak bir günde bu yolculuk
Açılan güneşi sevmezler
zulüm sırıtır Hasan Emmi
güler insan sefasına
Yasak aşk tutkusu düşerken toprağa
yürek çırpıntısı korkuyu atar bir yana
damarlarda dolaşır doğanın kardeşliği
tüketerek sabahları
umudu paydos mu etmişler
sarartıp kurutmuşlar mı renklerini güzelliğin
yaralı bırakıp yürekleri
sevdayı uzaklaştırmak mı istemişler
evlisin! ....... mutlulukla
kuşluk zamanı coşar mavi denizler
bağlarda salkım salkım birikimim
umut dağları serinlikle eğlenirken
bahar dibinde soluğum
geniş yaz günlerindeki gök
güz rengine bürünen derin kök
kim bilir kimsin
belki başkaldırımsın
çirkinliklere direncimsin
anamsın bacımsın yavrumsun dostumsun
(gerektiğinde) umutlarımsın
dağlardan esen kır çiçeklerini anımsadıkça
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!