dağlardan ovalara köylere kentlere
kalabalıklara geldik, geldik
türküler söyledik
oynadık birlikte
sevdik... sevgiliyle çıktık
ki omuz omuza
insanlara tutukevinden baktı
özgürlük sınırını çizerler
Hitler’ler, Mussolini’ler daha kimler, kimler
duvarlar duvarlar duvarlar
toprak gibi çatlak yürek ve düşünce
ne yoksulluklar ne acılar ne de ekonomi yokluğu
körpe kıskançlık dudaklarda
okumak eğitmek eğitilmek aşkımızdı
sarılmak bir ırmak gibi eksikliklere
sevdakarlık ıssız dağlar çelik ranzalardı
omuzlar seni taşır sorumluluğu günlük kavgam
can kız güvercin
sözcükleri güden bir çobanım ben
yaz kış demeden
elinde kaval türküler söyleyen
umutları sevgileri eksiltmeden-azaltmadan
yüreğinden yüreğinden
terden üretimin güzelliklerinden
acıma denizlerin açık yatmasına-açıklığına
toprağın açlığına-susuzluğuna
gökyüzünün kirletilmesine
dağların sessizliğine
yürekler sımsıcak alış verişte
yengiler muştulanacak her dövüşte
sonbaharla solmamıştı
yıkanmamıştı kış yağmuruyla
oysa temizdi önceleri ama
sonra bir iç çamaşır giydirdiler
cepkeni takındırdılar üstüne
ceketi de geçirdiler
gece ne kötüymüş
bir türlü bitmek bilmiyor
ah sabah olsa
seni görseydim
yüreğimin sevinci nasıl doluşurdu sokaklara
sabahları öten kuşların sesleri duyulmazdı
yalanı öğrendim kimi durumlarda
onurum en ince ayrıntılarıyla doğruyu gösterdi
yalnızdım suratıma kapanmıştı kapıları mutluluğun
ağladım gözyaşım ne söyledi anlamadığım anlar
anlamsızdılar
çiçekleri sulayamadım onlarla
barışı yüreğimin
ey dağların öfkesi gözlü sevdiğim
umutları çarmıha germişlerken
dirençlerin onurlu savaşçısı
ey sevgilerin öz kaynağı
halk coşkulu türküm
ılgıt ılgıt ıslıksal (ışıtan) alevdiler
tufanları ansıtıyorlardı
arı ısırması mıydı aşılanan.............
ayrılıklar ısmarlanmamıştı
ışıklar tanıktı... arkadaşlıklara
-ayrım ırksaldı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!