Tek kişilikti aşk..
Çoklu acıların tekilliğinde..
Gözlerini çalan kadınlar yakalıyorum..
Asya da bir şehirde..
Aşktım evvel zaman hikayelerinde
Aşkıydım fakirin zengine..
Gerçektim yalanlar içinde,
Ses oldum sustuğun yerde..
‘’Aşk; balığına olta salladığım deniz gibi şimdi..
Rast gele..’’
Gidiyordu kadın..
Arkasında yığınla gün
Dayamamalıydın sırtını karanlığıma..
El değmemiş genç kız gibi, temiz kalmalıydı umutların..
Bulaşmadan yalnızlığımıza..
Koşar adım gidebilseydik çok uzaklara..
Teğet geçmeliydik birbirimizi,
Ne üstüme üstüme gelen duvarlarım vardı geceleri
Nede boy boy asılı yalnızlığın afişleri..
Var olan gölgeler ve karanlıktı yokluğunda..
Yıkılırdı da duvarlar,
Öyle içimdesin ki..korkutmuyor çoktan gitmiş olman..
Seni Anlatmaya yetmiyor kelimelerin karşılığı
Kelimeler eksik, Kelimeler yaralı, kelimeler çaresiz..
Öyle bendesin ki.. Öyle benim..
Yokluğun dipsiz kuyu misali..öyle derin..
Her ömür tükenirmiş önüne kattıklarıyla..
Eksiğiyle fazlasıyla..
Şimdi,
Sisli İstanbul sabahında,
Bir damla göz yaşı geride bırakana..
Herşey unutulur sevdiğim
Her giden mahkum değil mi unutulmaya?
Şimdi unutma diyorsun,
Ben çoktan unutmuşken seni.
Bak nasıl hızla akıyor zaman,
Kaç aşk kar kalmış yanına?
Duyuyor musun sesini yalnızlığımın?
Gürültü yapıyor feci surette..
Konu komşu şikayette yine..
Eşlik ediyor gece sesleri,
Artan ayak izlerine..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!