dünyanın bütün evleri üstüme yıkılıyor!
sen yoksun!
ceset yığını gözlerim
bir sen diriliğinde sen yoksun!
bir çay,yok yere soğur hiç durmadan
nefesinin yokluğunu
haydi
bas git seni benden
ve ben ezileyim görünür kazadan ötürü
kimse sormaz zatı nasıl öldü
ben kendimin umrumda değilim
sen öyle gül kurusu gözlerinle gezinirken avuçlarımda
bu yüreğimde tutuşan kıvılcımlar da ne.
bir ara gel bu dünya vaktiyle bana
bu yaşadıklarım sen harfinden dökülüyor içime
anlayamıyorum
bir zahmet değil bu sefer yok olmaz bir zahmet kurtarmaz bu özlemi.
şarkılardaki hicabı gün yüzünden kovdum
ikide üç nakarat olup dilimde dolaşmayasın
iliklerime işlenen kansere dönüşmeden bit/sen.
rızalığı var gönlümün, sana yenilmeden git/sen.
tutarsız gibi görme beni
utanırsın benden, aşkımın haddi aşar geçer seni kırmızılaşır sın sen.
hani sen konuşuyorsun ya
o an, bir başkalaşıyor yaşamak!
renkler iki kat yoğunlaşır
mevsimler belirginleşir
yağmur başka
gök başka
cennetin özlemini yüzünde bitirmişliğim var!
hey!
dur!
nereye gidiyorsun?
sesinden aşkı içmişliğim var!
gözlerinde gözlerimden geçmişliğim var!
nereye kaça bilirsin
yüreğin tıkılı kalmış bir çift göze
istersen alemi yırt ellerine
yine bensizsin..
nereye kaça bilirsin..
diye söyledim..
sana bir iyi iki kötü haberim var.
iyi haberim içimle iyi haldeyim..
birinci kötü haberim seni hala seviyorum
ikinci kötü haberim hiç eksilme din
hani ne zaman seni görsem
ah bir görsemlerimi de bitirdim
sen kendine yankı arıyorsun
oturup bir bağdaş kurmadan
sen kendine yankı arıyorsun
daha gözünü gözüme koymadan
sen kendine yankı arıyorsun
terk etmek ne bilmeden
bu gün,yeniden sevdim seni
en başından aldım adını
nihavent makamından bastım
delirdiğim yanıma
endişe etme,seni kendime belli etmedim.
Duygulu ve akıcı şiirlerinizi beğenerek okudum. Başarılarının devamını dilerim