İşlemiş bu canıma
Candan olan yürekler
Ölür de aramazsam
Benden özür dileme
Geç kalmasın yüreğin
Küstüğü insanlara
Bir merhaba demeli
Ölüm değmeden cana
Bazen kızgın öfkeli
Bazen de yufka yürek
Bu kadar hırslan sanda
İnsana merhamet gerek
Dumanı soğumadan
Çorbandan bir tas ayır
Sende muhtaç olursun
Gelir komşundan hayır
Acıtma incitme sakın
Yetim öksüz çocuğu
Bir gün ölüm gelecek
Kurtarır seni gülücüğü
Tebessüm ettiren ol
Ağlatma Allah kulu
Sözlerin baldan olsun
Gözler gülsün kokulu
Allah verir hayrını
Sen kulunu ağlatma
Yürek bazen delirir
Öfkene öfke katma
İnsanlığı yaşatan
Sevgi hoşgörü anlayış
Dizilir öfke boynuna
Boğar seni bir kayış
Gelen yıksa da seni
Gidene öfke kusma
İnsanlık sende kalsın
İyiliği hatırla unutma
Gözlerden düşen yaşın
Hesabı sana kalmaz
Seni yaratan Allah
Haksıza baka kalmaz
Zennehar yılmaz
25.05.2012 22:21:51
Gözlerim kapalı görürken dünyayı
yüreği kapalı sevilmez mi yar
dizlerde dermansız gezilir de
sezgilerle mehtaba eremez mi yar…
Seherlerde şamdanlar sönerde
Adım atacak oldum yüreğin, eşiğinden
Dönüp ardına dur demezsin diye vazgeçtim
Nihayetinde onca yılın hatırı vardı gözümde
Kulun kölenim biraz sev de göreyim
Beynimde kaybedişin endişesi
İçimde yorgun düşen bir çocuk buldum
Unutulmuştu sanki sevdalı bakışlar
Kulun kölenim biraz sev de göreyim
Hâlbuki savaş açmıştım korkulara
Dirayetini kaybetti direnişim
Sitemli sözlerinden darbe aldım
Kulun kölenim biraz sev de göreyim
Sevgisiz açmaz gönül çiçeğimin yaprağı
Sevgiyle yeşerecekti ömür fidanımın kökü toprağı
Maziyi anınca hep acı hatıralar anımsıyorum
Kulun kölenim biraz sev de göreyim
Hatırlar mısın ben aşktan sevdadan,
Anlamam deyişini ben hiç unutmadım
Yıllar geçtikçe cümlelerde aşkı sevgiyi söylemen
Kulun kölenim biraz sev de göreyim
İnanmak istedikçe cümlelerine
Hep o sözlerin geldi aklıma inandıramadım
Kalbim inanmak istedikçe körleşti yüreğim
Kulun kölenim biraz sev de göreyim
İnandırdım derken kalbimi hazırdı sevmeye
Elini tutmaya ellerim gözlerim hazırdı
Gözlerine dalmaya yine mazideki sen oluverdin
Kulun kölenim biraz sev de ölmeden göreyim…
Düşünüyorum acaba neyi anlatmalıyım diye satırlarımda
Ayrılığı işledik zaten satır, satır sayfalara boş yer kalmaksızın
Sevdayı anlatayım diyorum ama sevdayı da ektik yüreklere
Hüznü sarmaladık her gece onu da anlatmak artık duyumsuz
Seni anlatmaktan sıkılmadım aslında ama birazda ben katmalı artık
Sen ben değil yeni bir terim bulmalıyım farklılığımızı ortaya koymalı
Yolları bile artık aşmak için boşluk bulunmazken demir yığıntılardan
Rüzgâr olup savrulmalar bile yoğun trafikte geçiş vermiyor ufalıyor
Katmanlı yüreğindeki katmanlardan hangisiyim derdinin serabında seyhasiyim
Elementler birleştiriyor sanki yüreklerimizi bütünleştiriyor ruhları
Soytarılar varmış gibi tebessümsüzlüğe kahkahalar atıyor gibiyiz
Irkçı değildi yüreğim siyahî da sevdi beyazı da sevgiliydi
Dağıtılışı olurdu ufalanırcasına birleştiriciler sümsük tembeldi sanki
Kopuşların kancaları batarken kalbimin damarlarına kanatışı sevdaydı
Aktarlar dolanırdı il, il köy, köy lokman hekimlerden derman dilenirdi
Anlatımım yine yetersizdi bir seni sevdi ayrılık bir beni yendi
Tokadını yemiş olsam da aşk kokularının yürek yine aşk kokuyor
Biz ayrılığı aşklandırdık birbirimizi sevdalandırdık sanmışken
İsyansı duyguları besleyip büyütürken doğurganlığından soyutlamadık ki
Bire bir katar her köşe dönüşlerde karşılaşma ihtimallerimiz gibi
Temkinli yaklaşımlar hışır, hışır yaklaşırken nefes alışlar kulak tırmalıyordu
Kırılmalıydı güvenlik duvarları anti virüsler salmalıydım ayrılığın üstüne
Sevdaya dokunulmazlığını vermeliydim önceliğinde hükmetmemeliydi ayrılık
Takılmamalıydı kelepçe sevdaya ağlara takılmasına fırsat sunulmamalıydı
Yanık kokusu var tütsüyor gittikçe itfaiyesi olmayan tek yangına verilmiş ateş
Sanılası ürkeklik yine titretiyor dermansız bırakıyor çömeliyor yürek canına
Eskintiler biriktirdim yığın, yığın gel alev gel biraz daha büyüteyim kıvılcımlarını
Yanılgısız beklentisi olmayan sevdalığın sermayesiz birikintisinden yinede tohumlaşıp büyüteceğim yüreğimi…
Zennehar Yılmaz
26.02.2012 19:49:59
Hayat kalesini aldım ben gider
Gözlerimin çile rengi nedir bilmem.
Ömür törpüsü dile düşen ölüp gittim,
Şimdi ben fani miyim ki bilemem.
Çiçek açtı soldu döktü yaprağım,
Toprağıma hasret kaldı budağım
Ayrımıyım gayrı mıyım ki bilmem
Ağlıyor şimdi yağmurun anası,
Islanırdı garip çadır yuvası
İçinde kalanı söküp atması
Biter mi bilmedim ki bilmem
Çayım açık demde kırık bardağım
Uçurumlar kuytu benim uğrağım.
Canımı yandı ki öldüm mü bilmem.
Ne faydadır giden gelmez o yerden
Kalanı götürür günün birinde
Ağlamaklı gözler görür mü bilmem.
Yaktı yüreği ölüm acısı hesap verir.
Günün ömür sancısı düşünen var mı bilmem.
Kardeş’im halbuki ayrılığın adı ölüm mü bilmem
Geleceğe döktüm közü alevi
Yangınlara sürdüm yedi alemi
Söndüreni bir gün olur mu bilmem.
Canı verdim yaratana Allaha
Kimse gelmez iki daha dünyaya
Yaşayanlar bunu bilir mi bilmem.
Kördü gözü nefsimizin yoktur imanı,
Alır gider göğsümüzden imanı
Farkına vardın mı bilmem.
İşte benim içimdeki yangınım
Nefsime kurban olmaktır tek korktuğum
Bir kez daha aldanırım mı bilmem
Gidene dön diyemem
Biliyor yürek acı sini
Yanmış kömür olmuştur
Çekmiştir sancısini
Adını silip atamaz
Adı kazılı kalbinde
Böyle yara görmedim
Tanrım benim suçum ne
Yanmış kömür olmuşum
Daha yanacak mıyım?
Bu sevdalık dediklerine
Gene kanacak mıyım?
Sev diyemem sevene
Kömür olmuş yanayı
Çırası aşktan olmuş
Derin yarası kanayı
Açtım elim duada
Kabul görür mü bilmem
Beni böyle yakanın
Yüzü güler mi bilmem
Sevgi umut beklemem
Bakış at bayılayım
Ne sevdin mutlu ettin
Öldür de kurtulayım
Gitme ne olur gitme ne olur
Bu yürekten herkes gitsin
Sen sakın gitme ne olur
Canın cana değdiği an
Sende hayat bulur bu can
Giden gider kalır hazan
Herkes gitsin sen gitme ne olur
Baharım kışa döner
Sensiz beden söner
Herkes gitsin sen gitme ne olur
Yeni bulmuş gönlüm seni
Kaybetmesin gözlerim demi
Bu baharım olsun senin
Sakın sen gitme ne olur
Bedenimde can kaybolur
Herkes gitsin bu yürekten
Sen sakın gitme dur ne olur
Yorgundur yüreğim hiçbir duygu hissedemiyor
Ellerim kanlı bıçaklı kalemime hükmedemiyor
Çatlak testi gibi akıtıp her ne varsa yüreğe dair
Sessizce süzülüp İçimden geçeni haykırsam
Sorulan suale verilen cevaplar yetersiz kalsa da
Kalbim dar gelse de içimden geçenler çoğalıp taşsa da
Ne çerçevesi olur petek olur kovanı doldurup alsa da
Göz, göz olmuş dertler içimde geleni haykırsam
Varmak istedikçe inayet bulacağım yollarım kapalı
Sevdanla bağrım delik kupkuru göl sulandı gözyaşlarımla
Sersefil bağrımın yanık külleri savrulur bir o yana bir buyana
Feryada nefes açıp içimden geçeni haykırsam
Bileydim sermezdim vermezdim satırlarıma gözyaşlarımı
Dökülen cümleler anılarımdı noktalarım son buluşlarım
Virgüllerim duraktı ömrümde yeni acılara ufuk açmaktı
Derbederim perişan içimden geçeni haykırsam
Gayesiz dert sandığın bendeki veda bendeki sevda
Umuda yelken açtım yolculuk yaptığım kuytularda
Ne baharda kaldın nede kar boran kışımda
Naralar çeke, çeke içimden geçeni haykırsam
Kimse için akmaz dökülmez sansınlar gözyaşlarımı
Habersiz kimsesiz sevgisiz sansınlar kalp atışlarımı
Yoluna budadım kırdığım her bir dalımı yaktılar
Bedenimi ateşe sevgimi volkana sessizce haykırsam
Yazan zenno
05.06.2009
Yüreğe değen bir kurşun sesi var
Gözlerden akan gamlı kederli
Kuruttuğun nice yalnız güllerin
Mahşerde sorulacak hesabı var
Kattığın ruhuna karayılanı
Sardırdın diline küfür haramı
Cebinde taşımaz bolca imanı
Lafa söze gelince herkeste iman
Kaç kere uyudun ihlâs Fatiha ile
Gözünü açarken besmele dedin
Böbürlendin horozlandın bağırdın
Kendini güçsüzken güçlü saydın
Söyle imanda zulüm de var mı?
Geç değil yine de tövbe vaktidir
Bir düşün kalbin nede haklıdır
Beyninde tilkiler gene saklıdır
Geç kalmadan dostum gel tövbe eyle
Bağırmak çağırmak kime ne fayda
Ruhunu karatman yangına payda
Geç olmasın dua ruhunu yıkar da
Geç kalma güzelim gel tövbe eyle
Dikeni gülüne yakıştırana
İçinden kalbini atıştırana
Yediğin lokmayı ballaştırana
Geç kalma gardaşım gel tövbe eyle
Ayrılık bedeni nasıl yakıyor
O gözler nasıl içten bakıyor
Ahreti unutup ruhu yakıyor
Bırak bu inadı gel tövbe eyle
Secdede bulursun derdine deva
Hastalığına olur bin kere şifa
Dualarında bende hatırla
Gel güzel kardeşim gel sende tövbe eyle
Zennehar yılmaz
14.05.2012 21:52:24
Emek, emek ektim seni bağıma
Çıktın da oturdun el dağına
Gözüm görmez kör olmuşum
Kalp hissetmez çağında
Göğe erse başın yine doğrulmaz
Yüreğine sevgi eksem büyümez
Bu diyarı alt üst etsem yerinmez
Yürek sevdalanmış tamda çağında
Çağrı değil sitem değil sözlerim
Gündüz gece demem yolun gözlerim
İsmin ezberimde yine dilerim
Bu ayrılık sonum olsun kar etmez
Giden yâre gel denir mi demişim
Gitmeleriyle kafayı yemişim
Özüm sözdü dilimden her çıkan
Kalbim güneş idi seni ısıtan
Bırakıp gittiklerine dön bir bak
Giden yâre gel denir mi demişim
Elek, elek nicesini süzdüğüm
Yine baş belasıdır benim seçtiğim
Kalp yerine taşlara değdiğim
Oldurmadan soldurdular dalımı
Eğilsem de yapmam dalımdan salını
Giden yâre gel denir mi demişim
Zennehar yılmaz
14.05.2012 23:50:25
sayın zennehar hanım
geçmişten günümüze giresunlu şairler Antoloji adlı eserimizin son aşamasındayız. Eğer Giresunlu iseniz 1 adet resim,5 adet şiir, ile 5 satırırı geçmemek üzere zgeçmişinizi ([email protected])
adresine atarsanız. antolojide yer almış olursunuz.
Musta ...
Yüreğine darbeler değil, kalbimi vurayım. senin sevgine layık değil, karşılığında sunulayım her zerrede aşk, her aşkta sen varsın. kanda canda cansız bedene can veren ruhsun senı oylesı sevdim ki ölüm bile bana acı değil en büyük hediyedir sevdiğimsin can damarım sın ruhumsun kalbimden akan bir nehi ...
gerçekler. biz nasıl bir yapıya sahibizki gerçeklere göz kapayıp hayali büyütüp yaşıyoruz sonrada kırılınca yıkıma uğruyoruz. sevgiyi bile kat kat artırmak yerine karşımızdaki hata yapsada diyecek söz hakkımız olsun diyerek pusuda bekliyoruz. yaradan kadar kudretli olamasakta hatalarımızı örtmesini ...