sokak lambasının çevresinde
ateşböcekleri uçuşuyor
imgelerim uçuşuyor fırdöndü
yıldızları kucaklıyorum diz boyu
ve gökyüzünde kara pürçekli umutlar
faytonlar geçti gözlerimden dolu dizgin
kopardılar seni odamın pembe loşluğundan
boyarken göğü ateş rengine dalgalar bezgin
özlem doğdu bohemya şarabının sarhoşluğundan
yağmurunu döktü bulutlar karanlıklardan bana
dikenli bir gün batımı eşiğinde
can sıkıntılarım itemiyor usulca
yalabık düşlerdeki çiğ lekelere konuk
siyah bulutları
çakılıyor karamsarlığın göz yaşlarına
bahar çiçekleri dallarında doğanın
sızıları yüreklerin seviden yana
nice arayışlar sonsuzu edimsel
sonra ne bileyim bir karşılaşma öylece
elinde birkaç kitap, gözlerin yeşil
bir daha öyle ansızın çıkagelme nolur
kor gibi yanıyor yüreğim sevi kapılarında
susuz kalmışım bunca süre, artık beklemek zor
bir ezilmişim tonlarca ağırlık gibi yokluğunda
ne çağla sular gibi zaman, ne kavuşmanın sevinci
bir deli-dolu bakmak kalmış anılarımda
ah o hayallerimin rüzgarı
eser kadife bir soluk gibi
umutları yalarcasına
ben kimi zaman seni düşünürüm
ülkemi düşünürüm deliler gibi
umarsız yarışlara çakılır zaman
sabahın ufuktan çizgisel akışı vardır
o süre bir dolu düşün yapışır beynime
bulutlar gökyüzünde çocuklar gibi oynaşır
uyanıp tertemiz havayı çekerim ciğerlerime
karşıdaki ağaç hiç kıpırdamaz putlar gibi
bir kuş mekan edinmiş dallarını sırça saray
onu görsem
gözlerince yeşil
akışır zaman
bir çıkın el emeği
yorgun çiçek çabuksuz
ayrışır da
sen tüm göğüslerini
pencereye bırakmış kadın
yüzünde mutsuzluk çizgileri
saçların darmadağın
her sabah çıkarsın pencereye
bilmem nedir ki adın
sen bana yakınsın damardaki kanım gibi
masamdaki kitap
soframdaki aşım gibi
sen doğaya yakınsın cevherinde
ve sen doğaya uzaksın özdeksel
güneşimiz örneğin şöyle olmalı:




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!