bomboştu dünyam
rüzgar çorak bozkırlarda umarsızca eserdi,
gölgeler kaybolur,hepsi bana küserdi,
oysa ki efendisiydim ben gölgelerin,
adları unutulmuş karanlık bölgelerin.
güller diyarında bir laleyi sevdim ben; iş mi?
Dört mevsimdir vazgeçmek,gelmedi hiç aklıma,
En mesut anımda çık ne olursun karşıma,
Yağmur damlaları düşerken göklerden,tane tane,
Mevsimler bir senle mesut ancak senle mestane.
Hayat yaprağı dibine düşmüş bir deli meşe,
Hayat davet etmektir, bir cengaveri güreşe.
Denizlerin enginliğinde ummanlarda yankılanan,
Feryatlarım duyulmuyor,ne vakitler ne de an!
Beyazlar içinde bir yolcusun artık,
Duvağında gözyaşından bir elmas,
Parmağında en güzelinden bir alyans,
Belinde bir kuşak,kırmızı renkli,
Eteğinde hareler,siyah beyaz benekli.
Gurbet,şafak vakti duyduğum hasret yuvaya,
Gurbet ne olur git! sokma beni belaya.
Yaz derdimi,boş bir kağıt karala,
niçin duruyorsun,neden yazmadın hala?
Yalnızlığa çektiğim kürekler ve ufukta görünüyor firak,
rotasız bir tekneyim,beni sonsuza bırak.
biz kayıp şehrin insanları olarak bu etnik mezarlığında gölgelerimizi kaybetmedik sadece güvenimizi de kaybettik.en büyük ihtilal milliyetçilik ihtilali oldu.(ihtilal mi yoksa bir ihlal mi bu konuya girmeyeceğim) milletler birbirlerine üstünlük kurmak için çiğnedi zayıf bedenleri hep.yığılan cesetler üzerinde yükseldikçe boyumuzun uzadığını sandık durduk.azdık durduk.kudurduk durduk.velhasılı son gün,yapraklar gibi savrulduk.ilahi adaletin tecellisi tabut ardındaki kalabalıkların yüreğinde çığa dönüşürken akıllarımızdaki sorulara cevaplar uydurduk ama hiç bir cevap sorunun yanıtı olmayı başaramadı.tek gerçek oluklardan boşalan kanlar ve ardında yitirdiğimiz canlardı.
biz gülmeyi haketmedik,ölmeyi hakettiğimiz kadar.ayrılıkların ardında hep gözyaşları vardı ama sevişmeleri beceremedik.sevemedik birbirimizi.araya hayali sınırlar girdi hep.dikenli tellerle çevirdik kalbimizin duvarlarını ve kapadık gönlümüzü sevda iklimine.
çiçek tarlalarında mayınlar,minik yüreklerde kurşunlar yetiştirdik.bahçemiz zencefil kokusuna hasretken kan kokusundan bıktık.geceleri aydınlatan yıldızlar değildi.izli mermilerdi bazen bazen de patlayan bombalar.yemyeşil üniformaların altında çelikten bir kafesin içinde kardeş acısıyla kavrulan bir yürek taşıdık dağ bayır.silahlar patladı,bombalar patladı.kim kazandı.iki cephede de ölenler kardeş değilmiydi?
kimdi bu tabutlarda hakka yürüyenler.
ahmetle mehmet değilmiydi?
ah memleket,
Bu gidiş en sonuncusu,bir daha olmayacak,
Bu sana son 'elveda'deyişim,
Elveda kartanem!
'Elveda'
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!