Sana gelir gözlerim her akşam vakti,
Bir poyraza takılır,düşer kapına.
Yaşlı yaşlı seyreder gülüşlerini uzaktan,
Kurtaramaz kendini bir an bile,
Sevda denen tuzaktan.
Güller mahzun ve de kesif,yudumlarken hazanını hayatın,
Yapraklar biçare ve de mazlum,yaşıyorlar acısını firakın.
Kuşlara bir bak,bir daha,onlarda senin için ağlıyor,
Kızıla bulanmış gökyüzü,ne olur terketme diyor.
Nice şiirlerle süsledim,ruhumda coşan aşkını,
Bu bir tufandır sende,ben de sadece bir his taşkını.
Duvarlarda alevlerden gölgeler,
Üzerine sis yağmış dağların,
Bulutlar serpilmiş salkım saçak,
Her yer eflatun,
Yer gök tarumar,
Sevinçlerimi hatırlıyor musun?
Onlar senli olan anlarımdı.
Meltemler eserdi geceleri üzerimizden,
Saçlarının arasında yolunu kaybederdi rüzgar,
En çok onları severdim;
'gözlerini'
aslında kör karanlık o gecede göklerden yağan nurdu,
umarsız,amaçsız,usulca yağdı durdu,
bir sokak lambasının altında oturur masum hayaller kurardı,
birgün sevgilisine kavuşacağını umardı.
Beni benden ettiniz,
Beni siz tükettiniz,
En sonunda bittiniz,
Bravo size yıllar.
Bravo size yollar.
Bugün ruhum mestane,gözlerimde canlanıyor ezel
Ebedde ki son akşamım ve de hava çok güzel...
Bir boşluk ki dibi yok.
Düşüyor,düşüyor,düşüyor ve düşüyorum.
Eski tadı kalmayan o içli bestelerin,
Ve bayram sabahlarının,arefelerin,
El öpmelerin,hicap,haya,ar ve namusun,
Anlamları bile unutuldu bu günlerde yavaş yavaş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!