Yusuf Ziya Leblebici Şiirleri - Şair Yus ...

Kilitlenmiş gözleri buz gibiydi elleri
Omuza alınınca kar gibiydi kefeni

Umuttu onun adı yarına az kalmıştı
Davasının uğruna canı çıkarılmıştı

Bu dağların yelleriyle uçmak gerekir
Yamacından tepesinden koşmak gerekir
Doğusuyla batısıyla toprak bizimken
Bu kültüre sahip çıkmak gerekir

Aleviyim sünniyim, ben bir insanım

Cana kıyan katil yürek taşır mı
Canlıdan insanı seçme diyorsun
Benim söylediğim inen satır mı
Diline sahip çık sövme diyorsun

Ardından kusup de yüze güleni

Neyin vardır söyle babam
hem ağlarsın hem gülersin
ne umdun ki bu dünyadan
sen ağlarsın sen söylersin

Mevlana'dan Pir Sultan'dan

Gözlerimin ta içine
Bakıyorsun tatlı belam
Ateş düşürdün kalbime
Yakıyorsun tatlı belam

Dalında bir tomurcuksun

Ezelden bu yana yaşanmışlığın
Her nefes alışın bitişi vardır
Sıladan gurbete giden yolların
Gurbetten sılaya dönüşü vardır

Diriyken ezdiğin küçük kurtları

Kendimi vurduğum bu bayırlarda
Vücudumu kaplamış yaralardan
damarlarım hesap sorar.
Hesap sorar önümdeki basamaklarda.
Bu günün dönüşü yoktur düne
hataları düzeltmeye.

Şu sılanın yollarını
Metre metre ölçüyorum
Ayrılığın koylarını
Makas makas kesiyorum

Dağlara ver selamını

Her ayak sesinde avcıdan korksan
Diyardan diyara uçsan ne fayda
Dikenleri aşıp yaprağa konsan
Gül olmayınca sen açsan ne fayda

Gökyüzünde mavi bir bulut olsan

Yarınlar varken önümüzde
Dünlere bakmaya ne gerek
Umutlar doluyken gözlerde
Arkaya dönmeye ne gerek

Sadece kalbin çarpmasını