Yusuf Ziya Leblebici Şiirleri - Şair Yus ...

Hayat iki renktir sevdiğim,siyahta kaybolur beyazda körolursun
Önemli olan iki renkten yeni yeni renkler doğurmak gerek
Umutları yarınlara yoğurmak gerek

Seni ben doğurdum mısralarımda
Her kelimede ayrı bir özlemle

Hani bizim orda sivrisinekler vardı
Burada da vampir insanlar var.
Bizimkiler, bunlardan daha arlıydı
hiç değilse, gram gram çekerlerdi kanımızı
bunlarsa, kiloyla emiyorlar.
Hani davara kurt saldırırdı da

Ha sokak, ha otel odaları
Sen yoksun ya ne farkeder
Ne yemek, ne de içtiğim rakı
Sen yoksun ya kar mı eder

Özlemek ve sevmek acıları

Mermi seslerinden sağır olmuş kulaklarıma
Rüzgarın getirdiği bir türküydü bu.
Bir kısrak kımızının sarhoşluğunda
Sevdalı güllerin bülbülüydü bu.

Bağrımda bağdaş kuran bağlama

Şeker döksen de içtiğin rakına
Kum doldursan tabaktaki aşına
Beton da atsan üç dönüm tarlana
Söyle usta, ne işin var dünyada

Ekini eken, bedava veren de

Hala bir şey öğretmedi mi
geçtiğimiz bu yollar.
Taşlar mı takılmadı ayaklarımıza
paslı plangalar kadar.
Kaç mevsim eskittik
kaç bahar bekledik bu güne kadar

Göçünce öbür tarafa
Servetim kalsın dünyada
İhtiyaç olmaz tapuya
Giderim ben bir sırgaha

Değmezmiş ki bu dünyada

Ne etrafımızı çeviren gurbetsi duvar
Ne de aç karnına her gün yediğimiz şamar
Silemedi ki, sildiremedi bu hasreti
Toprak atsalar da üzerine azar azar

Adımlarım gecenin ormanına yol koyar

Farzet ki köprü altında
bir çocuksun, açsın açıktasın.
İstediğinde;
Bol kepçe küfürdür yediğin.
Çaldığında, tekme tokattır
üç öğün yemeğin..

Hayat denen bu otobüsün
arka beşlisinde geldik bu güne.
Kaptan nereye dediyse
o yöne gittik delice.
Durmadan muavin değişti, hizmet eden
Bir o yana, bir bu yana