Kimi zaman üç beş haneli köylerde
pınar başında ıslık çalan,
gazlambalı, kerpiçli evlerde
bulgura kaşık sallayan
bir çobandım ben
Anadolu'nun nefesinde...
İstanbul suskun, artık konuşmuyor
Koskoca şehir derin bir uykuda
Binalar karanlık ışık yanmıyor
Bir ben, bir senin hayalin ayakta
Benim sevdam geceleri depreşir
Özlüyorum,
tenini kokusunu
nefesini.
Dinliyorum
olmayan sesini.
Ayak izlerini arıyorum
Bu hücremde dört duvar var
rengi kara, taşı kara
dışarıda sevdiğim yar
gözü ela, kaşı kara
Üç adımda gelir duvar
Yıldızlar gözlerinin içine girer
uzansan, sanki tutacaksın.
Seni kandıran hep bu pembe düşler
uyansan, kendine yol tutacaksın.
Düşlerinle kimi aldatırsın, kendinden başka
cevap bulamadığın soruların içinde
Köyler inmiş sokaklarına bir bir
Yerlisi kalmamış koca şehrin
Zapdetmişler her köşe başını
Bölüşmüşler taşını toprağını..
Taş para, toprak para, nefes para
O para da yoksullarda acı bir yara.
İnce bir çizgidir ömrüm
Ha kırıldı kırılacak
Mavi bir atlastır gözüm
Ha ağladı ağlayacak
Kara sevda yollarında
Bu beylerin sarayına
Gözcü müsün Osman Emmi
Yaşanan bu saltanata
Bekçi misin Osman Emmi
Yetimlerin nafakası
Pardon, isminiz neydi?
Bu gözler bana bir şeyler hatırlatıyor.
Tanıyor muyum sizi,
tanıyor musunuz beni?
Bakışlarınızın kesiştiği noktada
bir yaşanmışlığın içine çekiyorsunuz beni.
Sarhoşun derdi dinlenir
mektubu okunmaz
gözyaşları görünür ama
bir tepside toplanmaz.
Sarhoştur;
sarhoşluğu,
Yusuf Ziya Leblebici....Çok değerli bir insan ve şair.Geç te olsa kendisini tanıma fırsatı bulduğum için mutluyum. Şair değilim ama şiir okumayı seven birisi olarak şiirlerini değerlendirdiğimde, her konuda ve büyük bir ustalıkla yazılmış dizeler görüyorum.Büyük bir zevkle okuyorum.Beni çeken yönü ş ...
Bizim yaşımızdaki insanlar genellikle ağır ama anlaşılır şiirlerden hoşlanır. Çünkü kendimizi bu şekilde buluyoruz.
Laf ebeliği yapıp şiirlere renk verme telaşı içinde olanların aksine 'Türkçe' yi iyi kullanan şairler ve onların şiirleri hakettiği değeri alır.
İşte Yusuf Ziya Leblebici de ...
Senin ve kaleminin yolunda her beraber yürümeyi arzu ediyorum.
Sen bana göre şairlerin içinde farklı bir yerdesin. Lütfen bu yerini koru üstadım.