Yusuf Ziya Leblebici Şiirleri - Şair Yus ...

Yusuf Ziya Leblebici

Kimi zaman üç beş haneli köylerde
pınar başında ıslık çalan,
gazlambalı, kerpiçli evlerde
bulgura kaşık sallayan
bir çobandım ben
Anadolu'nun nefesinde...

Devamını Oku
Yusuf Ziya Leblebici

İstanbul suskun, artık konuşmuyor
Koskoca şehir derin bir uykuda
Binalar karanlık ışık yanmıyor
Bir ben, bir senin hayalin ayakta

Benim sevdam geceleri depreşir

Devamını Oku
Yusuf Ziya Leblebici

Özlüyorum,
tenini kokusunu
nefesini.
Dinliyorum
olmayan sesini.
Ayak izlerini arıyorum

Devamını Oku
Yusuf Ziya Leblebici

Bu hücremde dört duvar var
rengi kara, taşı kara
dışarıda sevdiğim yar
gözü ela, kaşı kara

Üç adımda gelir duvar

Devamını Oku
Yusuf Ziya Leblebici

Yıldızlar gözlerinin içine girer
uzansan, sanki tutacaksın.
Seni kandıran hep bu pembe düşler
uyansan, kendine yol tutacaksın.
Düşlerinle kimi aldatırsın, kendinden başka
cevap bulamadığın soruların içinde

Devamını Oku
Yusuf Ziya Leblebici

Köyler inmiş sokaklarına bir bir
Yerlisi kalmamış koca şehrin
Zapdetmişler her köşe başını
Bölüşmüşler taşını toprağını..
Taş para, toprak para, nefes para
O para da yoksullarda acı bir yara.

Devamını Oku
Yusuf Ziya Leblebici

İnce bir çizgidir ömrüm
Ha kırıldı kırılacak
Mavi bir atlastır gözüm
Ha ağladı ağlayacak

Kara sevda yollarında

Devamını Oku
Yusuf Ziya Leblebici

Bu beylerin sarayına
Gözcü müsün Osman Emmi
Yaşanan bu saltanata
Bekçi misin Osman Emmi

Yetimlerin nafakası

Devamını Oku
Yusuf Ziya Leblebici

Pardon, isminiz neydi?
Bu gözler bana bir şeyler hatırlatıyor.
Tanıyor muyum sizi,
tanıyor musunuz beni?
Bakışlarınızın kesiştiği noktada
bir yaşanmışlığın içine çekiyorsunuz beni.

Devamını Oku
Yusuf Ziya Leblebici

Sarhoşun derdi dinlenir
mektubu okunmaz
gözyaşları görünür ama
bir tepside toplanmaz.
Sarhoştur;
sarhoşluğu,

Devamını Oku