Taş yığını ve delikli kayalar
Munzur da yaşadı Kaypakkaya’lar
Göllerde tutar mı? Yoğurt mayalar
Mahpusta günleri kalıp sayanlar
Hacıbektaş’ta yiğit ulaş doğar
Gök görmeye iner aşağıya
Palazlanır rüzgar toprak ile kucaklaşır
Deniz kabarır balıklar kıyıya yanaşır
Kurumuş ağaç dik durur
Meydan okur güneşe
Aslı'sını arar kerem
Yana yana ağlamaz mı
Ferhat dağı deler iken
Coşup coşup çağlamaz mı
Gök kubbeye söyler diller
Türk Halkı dünyadan, kopuk olmasın
Bilimden teknikten uzak kalmasın
Düşünmeden asla, karar almasın
Kalkınanlar her an bunu yapıyor
Anadolu halkı bu olmamalı
İki dağ arası geçit
bir nehir, coştukça coşuyor
Avuçlara sığmıyor düşler.
Ne şiirler söylüyor toprak.
Ne de üzerini örtüyor türküler.
Gözleri karalım sanadır sözüm
Nefesim dumanlı ağlıyor gözüm
Yanağında çifte çukur gamzesi
Benim gibi gönlü yaralı turnam
Kanadı kırılmış turnam uçamaz
Namaz kılıp, Allah derler.
Helal bilmez, haram yerler.
Meydanlarda, yalan söyler.
Vekil saldım, şu meclise.
Ceplerinde, mühür taşır.
İnsanlıktan nasibini alsaydı
İnsan olup değerini bilseydi
Müslümanlık sakal ile olsaydı
Uyuz keçi bile Pir'e dönerdi
İbadetle niyaz kılda olsaydı
Güneş kurutsun ipek saçlarını
Tarasın hoyrat rüzgâr
Haberin olmadan
Su avuçlarındadır
Gözlerin aynaya ayna bakar
Kaşın çatıktır
Uçamaz yürekten ördek yaralı
Gönül sevdası var sıra saralı
Yanar can canana içi varalı
Ahmet Kayaları unutamayız
Türkülerin Şah Turnası şahanı
KIRBAÇLAMAK DÜNYAYI
İlk bakışta Yusuf Ter’in öyküsü bildik bir serüveni anlatıyor gibi; ücralardaki “bizim köy”lerden birinde doğmuş Ter, yoksulluk ailesiyle birlikte onu yaban ellere savurmuş, hasret, baskı, yoksulluk, çileler üstüne çile O’nu Düş ülkesinin ezgilerine vurmuş, oradan da duygul ...
DOST YUSUF
“Güzel insan Yusuf Ter’e”
Yıllardır hep doğru yazdığım için
Nedendir hep beni suçlarlar Yusuf
Düzenin hilesin sezdiğim için
İdama bizlerden başlarlar Yusuf
Şöyle düşünürüm olan çok acı
Tilkiye vermişler krallık tacı
Bu düzende meyve veren ağacı
DOSTUM YUSUF TER
1970 de Kozanlı’ nın, İmranlı Köyünde Dünyaya gelen Yusuf Ter, küçük yaşta babasının işi gereği İsviçre’nin Basel kentine gider. Bu göç esnasında eğitimini de İlkokul dördüncü sınıfta bırakır bir daha okula devam etmez. Fakat, İlkokulu bile bitiremeyen Yusuf Ter, boş durmaz, ...