Yol düştü zindana
Sesler kulaklarda çınlar
Koğuş kapısının gıcırtısı
Adımlar büyüyor voltada
Bir iskemle
Güler Duman uzaktan gelir
Güzel sesi türkü gelir
Mızrap telde Güler Duman
Telden dile türkü gelir
Dost güler kardeş güler
I
Öyle bir anda düşer kavgam
Sevdam küser yamaç dağlara
Başımı alıp gittiğim ufuklarda
Bakırköy’de taş okulu
Omuzdan yaralı kolu
Tarık Akan içi dolu
Sanat kokar Tarık akan
Yeşil çamın temel taşı
Taylan Özğür’e
Meydana iner yiğitler
Peşinden koşsa da itler
Sokak başları tutulmuş
Tazelendi yürek yarem
Tanrı sende midir çarem
Bu canımdan gıram gıram
Alan senmiydin yoksa ki
Kötülük mü yaparmış hak
Akşam olur diz çökerim önünde
Yeter ki sev can veririm canımda
Gel sevdiğim hiç ayrılma yanımda
Gözüm kalır gözlerinde zor gelir
Taktir imiş sana verdim gönlümü
Yar senin kaşın olaydım
Gözünde yaşın olaydım
Ocakta aşın olaydım
Damağında bal olsam ben
Yar rüyanı görsem berrak
Toprak olmak ya da yağmur olmak
güneşi gören insan
suya tapar gibi
günah değil bu sevdalar
Leyla için Mecnun, Mecnun oluyor
gök ile yer arasında uçurum
Bir anda gözlerim kilitlendi
Yerimden kalkıp, girişmek istedim
Çaresizdim.. kanım donmuştu
Ekrana
Düzen bozuk kimlerin elinde
KIRBAÇLAMAK DÜNYAYI
İlk bakışta Yusuf Ter’in öyküsü bildik bir serüveni anlatıyor gibi; ücralardaki “bizim köy”lerden birinde doğmuş Ter, yoksulluk ailesiyle birlikte onu yaban ellere savurmuş, hasret, baskı, yoksulluk, çileler üstüne çile O’nu Düş ülkesinin ezgilerine vurmuş, oradan da duygul ...
DOST YUSUF
“Güzel insan Yusuf Ter’e”
Yıllardır hep doğru yazdığım için
Nedendir hep beni suçlarlar Yusuf
Düzenin hilesin sezdiğim için
İdama bizlerden başlarlar Yusuf
Şöyle düşünürüm olan çok acı
Tilkiye vermişler krallık tacı
Bu düzende meyve veren ağacı
DOSTUM YUSUF TER
1970 de Kozanlı’ nın, İmranlı Köyünde Dünyaya gelen Yusuf Ter, küçük yaşta babasının işi gereği İsviçre’nin Basel kentine gider. Bu göç esnasında eğitimini de İlkokul dördüncü sınıfta bırakır bir daha okula devam etmez. Fakat, İlkokulu bile bitiremeyen Yusuf Ter, boş durmaz, ...