Gönlüm sükûn ararken yollarına çıkıyor.
Aynalar gözlerime gözlerinden bakıyor.
Ne yaptım ki gönlümü mesken eyledin derde…
Gönlüm yine ateşten gömleğini giyerde,
O an, şiir burcundan firar etti her hece,
O an, tüm yıldızlardan utandı hırçın gece...
O an, yazan kalemim suretinde tutuldu.
O an, hicrân kelâmı dilimde unutuldu…
Sen şimdi;
Mutluluğa dair hayaller büyütürken yüreğinde
Ben gözlerime bıraktığın kahrınla sırılsıklam
Meczup bir adam oluyorum geceleri…
Hani yanımda olmayacağını biliyorum ya
bundan sonra,
Ben yine en zamansız hüzünlere müptelâ,
Ben acılar şehrinin güne hasret gecesi.
Senin ömründe huzur benim başımda belâ,
Bu hasret dedikleri ölümün ilk hecesi…
Dağlar kefen giyerken sevdanın hatrı için,
Hangi kalem yazmalı türküsünü hasretin,
Yâr demişler adına yaraların, neyleyim…
Kaç özgürlük beslenir koynunda esaretin,
Yâr demişler adına yaraların, neyleyim…
Bivefa bir yüreğin fermanındadır hüzün.
Ne oldu ki kalbime düştün yine ansızın.
Bir yangın var içimde gözlerinden daha kor.
Seni saplar kalbime yüreğimde her sızım.
Anladım ki ben olmak, sen kalmaktan daha zor.
Yüzün düşer içime, yanar gönlümde gurur.
Korkarım bakamam hiçbir aynaya,
Gözlerimde seni görürüm diye.
Vermedim gönlümü yalan dünyaya,
Mahşerde seninle olurum diye…
Aldatılan kalbimin içinde solan umut,
Sırra kalem basarken, sen düşersin aklıma.
Güzide bir baharın şiirini yazarım.
Her hecede gözlerin dikilir de karşıma.
Seni gördüler diye gözlerime kızarım…
Yine bir yıldönümü, yine sensiz bir gece,
Sen, yağmur kokarsın geceleri buram buram,
Ben, her şafak vaktinde biraz hüzün biraz gam…
Senin şehrinde güneş sabaha mihmân olur.
Benim şehrimde gece hasrete yeksan olur…
Farkına vardığım gün kalbimdeki acının,
Anladım ki ezelden ağyar kılındım sana,
Tek yolcusu ben idim bu kahır mirâcının,
İnkisar çeşmesinden ayrılık doldu câna…
Melâline vurgundum mutluluk çok ıraktı.
Eskiyen her dakika beni sensiz bıraktı…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!