Rüyalar ayrılığa çıkıyor uzun zamandır.
İğdeler eskisi kadar güzel kokmuyor bu şehirde
Ne rüzgarın tadı var, ne yağmurların.
Bir yüreği ardında unuttuğun günden bu yana
Yolu hep çıkmazlarda son buluyor bir adamın.
Belki hak etmediğimiz bir ayrılıktı kader dediğimiz.
Bir kalp atışında yakalarım seni, bir an geçip gidersin yüreğimden selamsız sabahsız, kalp krizi geçirir gibi, ağır bir hastalığa tutulmuş gibi nefessiz kalırım o an. Yandığım günler gelir aklıma sende kaybolduğum, seninle var olup seninle yok olduğum günler. Unutmadım inan hiçbir anını bu sevdanın. Ne zaman bunaldıysa yüreğim senden kalan anıları topladı içine. Biliyorum bendim, susmayı öğreten yüreğime….
Her sabah bir umudu yeşertmeye çalışırım pencerelerde, gittiğin yere dalar gözlerim, dudaklarım hep aynı cümlede gezinir durur. Yaşlı bir çift geçer yoldan kol kola. Zamansız bir hayal deyiverir yüreğim buna. Zamansız hayaller beni, ruhumdan vurur. Her sabah gözlerimi açtığımda uykulardan, kuru bir öksürük gibi düğümlenirsin boğazımda, öksürsem çıkacaksın içimden, korkarım öksüremem…
Şimdi unutulmayan bir hikayenin, en ücra köşelerinde gezinir durur cahil cesaretim. Hani elimden tutan olsa bir uçurumdan aşağı atlayıvereceğim. Oysa kaç yıl geçti adını düşürmeyeli dilime, kaç kere geri döndüm isminin heceli yollarından. Kaç kez kanattım dudaklarımı adın yüzünden. Bilmemelisin biliyorum, seni unutamadığımı, an gelip seni kalbimin en derin kuyularından çıkardığımda, gün yüzüne. Bir tebessüm sarayı kurulacak yüzüme. Belki yeniden alışacağım hayat denilen bu kısacık rüyaya. Yeniden umut etmek için vakit ayıracağım kendime. Yeniden seni sevmek için ümit edeceğim ve gözlerim gözlerine aldanacak, seni yine, yeniden ben seveceğim…
“ Gözlerini gördüğüm an her şey yeniden resmedildi yüreğimde… “
Acı yoktu bugün kalbimde,
İntizar yoktu…
Gözlerin gözlerime değince,
Utangaç cümleler sardı dudaklarımı…
Bir yangının içinde kaldı yüreğim yine.
Oysa meftun olmuştu yüreğim yüreğine…
Susarken nefes nefes, içimde gözlerin var.
Sinemde feryat figan, dilimde sözlerin var…
Gözlerimden aşağı süzülürken kederim.
Yara, öyle içten kanar da bazen,
Hayat bir kâbustan ibaret olur.
Dilime düşünce gönlümden sızan,
Sükût nefes nefes ibadet olur…
Issız bir köşeye düşerken ahım,
Zaman, tenha ağıtlar dağıtırken her sabah
Benimde cân kâseme senli bir keder düşer.
Mürekkepsiz bir kalem fermanı yazınca, ah
Ötelerden ömrüme sensiz bir kader düşer…
Bilirim sükût sabrı gerektirir bu dem de,
Dertli türkülerin en ayazında,
Sensiz hayallere aktım ağladım.
Hüznün baharında sevda yazında,
Hasrete türküler yaktım ağladım…
Bilsen ne sitemler düştü dilime,
Leylinde girdim yine benim bildiğim bağa,
Söyle, pusu küser mi başı engin bir dağa…
Gün gelir usanır mı yatağından nehirler.
Sen gittin terk eyledi beni bütün şehirler…
Duydum ki; alevlerin kucağında büyüyen,
Sessizce kanatlanıp Kaf Dağında uyuyan…
Füsunlu gözlerine dalarken her nefeste,
Yüzüme bakan herkes beni gönlünde bulur.
Sensiz can esir düşer ten denen bu kafeste,
Benden gayrı geride sadece bir sen kalır.
Füsunlu gözlerine dalarken her nefeste…
Yorgunum nice yıldır tenhalarda yürüdüm.
Kuytulara sakladım dumanlı gözlerimi…
Kalbimi bir ateşin külleriyle bürüdüm…
Kaçırdım gözlerinden, görmeyen gözlerimi…
Pür telaş bir firardı, kaçmıştım köşe bucak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!