Şiirlerimi som ruhların irdelediği
Bir zaman tünelindeyim...
Başlangıçtan günümüze dek ölmüşlerin,
Şu andan kıyamete değin doğacakların
Önünde, yazdıklarım, yazacaklarım,
İnsanoğlu ne zaman kendi gücüne taptı,
Doğru yoldan çıkarak nefsini mâbut yaptı,
Mal hırsıyla günaha kötülüklere saptı,
Dünyanın şaftı kaydı, dengeleri bozuldu;
Mağfiret gemisine binen canlar kurtuldu;
Rabbim Nuh Tufanı’yla verdi yeni bir ayar,
Sivas kiliminde Antep düzgüsü,
Sevgi, selâm yüklü turna katarı,
İplik, iplik kinâyedir çözgüsü,
Üstünde kırmışlar en sırdaş narı.
Mavi kurulanmış öz engininden,
Hak edeni överken kimini haksız yerdi;
Özür dilemektense gurur telini gerdi;
Duyduk, nasuh tövbesi alarak o heccav dil,
Tanrının huzurunda postuna tekdir verdi...
* Tekdir: Azarlama, itap cezası.
Ozanım diye yüksünme, Ozan destan şairidir;
Kahramanlık aşılayan, sözünün usta eridir...
Demir asa, demir çarık, durmaz gezer köyü, kenti,
Bam teliyle bas sesiyle tavrıyla destandır kendi...
Ben ki, saygın bir sevdânın bam telinden ezgisiydim;
Kayda değer son ilhâmın perdelenmiş sezgisiydim.
Tam çiçeğe durdum derken donduruldum sözlerimde;
Dilim, dilim kan portakal, kor kesildi gözlerimde.
Süte margarin teper, sorsan, manda kaymağı;
Sirke diyerek içer tuz ektiği konyağı;
Aydın Müslümanları kafir gören densizin,
Eli tesbih çekerken beyni küfür manyağı...
Sanma ki, bu kainat böyle kendi başına! ..
Düzen içinde düzen kurulmuş alkışına...
Bilgimize teğettir nice tanış çıkmalar,
Keşfimiz uzak, yakın özümüze aşina...
Bir umut ekmiştim gül tarlasına,
Bülbül nağmesiyle uyansın diye;
Gerçeği sevdâyla birlik gözlesin,
Dünyâ mihnetine dayansın diye.
Kanayan kalplerde yarayı sarsın,
Bir misâfirhânedesin, temiz, tertipli,
Yarınsız uykulara hazırlanıyorsun! ..
Her duvar bir ayna sırtı,
Mekanlar iç içe
Ve odan, çağların izdüşümünde,
Geriye sayımlı zaman tereklerinde,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!