Ne desem sığmıyor söze;
Gelincikler gibi taze,
Sızlatır en katı kalbi,
Kanayan çiçek gözlerin! ..
' Kuzey Afganistan’ın kahraman Türk evlatlarından
AZAD BEG KERİMİ’nin aziz hâtırasına'
İnsanca çırpınışlar alınmadı kaale,
Şiirlerimi som ruhların irdelediği
Bir zaman tünelindeyim...
Başlangıçtan günümüze dek ölmüşlerin,
Şu andan kıyamete değin doğacakların
Önünde, yazdıklarım, yazacaklarım,
Süte margarin teper, sorsan, manda kaymağı;
Sirke diyerek içer tuz ektiği konyağı;
Aydın Müslümanları kafir gören densizin,
Eli tesbih çekerken beyni küfür manyağı...
Sanma ki, bu kainat böyle kendi başına! ..
Düzen içinde düzen kurulmuş alkışına...
Bilgimize teğettir nice tanış çıkmalar,
Keşfimiz uzak, yakın özümüze aşina...
Bir umut ekmiştim gül tarlasına,
Bülbül nağmesiyle uyansın diye;
Gerçeği sevdâyla birlik gözlesin,
Dünyâ mihnetine dayansın diye.
Kanayan kalplerde yarayı sarsın,
Ey özleme talimli Yâr,
Sabâ hüzün yâdıma buseni kondur,
Alnımın ateşinde senliğini bul! ..
Bir misâfirhânedesin, temiz, tertipli,
Yarınsız uykulara hazırlanıyorsun! ..
Her duvar bir ayna sırtı,
Mekanlar iç içe
Ve odan, çağların izdüşümünde,
Geriye sayımlı zaman tereklerinde,
Yâ Mevlânâ Hünkâr Velî, sora geldim gerçeğini!
Dokuz boğumdan dinledim, sözden esirgediğini.
Bağrı yanık yolculardan derledim aşk beratını;
'Ney'in sitem soluğuyla geçtim benlik sıratını.
Kayıp simalardan ibret: Unutturan unutulur;
Aksini savunanların bir gün belleği tutulur;
Sanki yaşamamış gibi yadsır mazi yazgısını,
Aradığı teselliyi, sileni silmekte bulur...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!