Şantaj, zorlama, baskı, çene filminde bulgu;
Olmadı kanun çıkar, apseli dişe dolgu! ..?
Demokles kılıcıyla teeammüden adalet:
Hukuku güvenilmez kılan kırılgan olgu...
Ağaran ufuklarda
Uyanan bir Dünya var,
Bâzen uçsuz-bucaksız,
Bâzen inadına dar...
Her şeyiyle bizim O,
Ebru gizem boyarken güz algını selamı,
Ara belki bulursun yitirdiğin kelamı! ..
Gözlerine vurunca yüreğindeki yağmur,
Belki de anlatırsın hal diliyle meramı! ..
Tezat aşılı yoz gül sanki yaşayan ölü,
Rahmet okuyanına mülteci tahammülü;
Her özürü suçuna bir kördüğüm atmakta,
Firar ettiği kapı meşrebiyle sürgülü...
YUSUF BİLGE
O kor bakışların çeldi, beni mazmun şikarına;
Peşin sıra düşe kalka, çıktım Tek-tek Dağları’na! ..
Sis bastı, yağmur çilendi,
Ceylan-pınarı göllendi,
Eleğim-sağma del’lendi,
Sancılandı gökkuşağı,
Bilsem, bu yolcu nereye?
Ağdı bütün gizemiyle
Gönlümde akan dereye.
Akma su,
Bu sedâ benden değil, besbelli bendekinden,
Ne dünden, ne yarından, şimdi, bugündekinden.
Dinle can kulağıyla, dinle, belki sendendir!
Çünkü, her gönüldeki âvaz aynı ündendir.
Bu dolu-dizgin duyguyu,
Nerde, nasıl eyleyeyim?
Ömre bedel destânımı,
Hangi dilde söyleyeyim?
Yitirmişim Sultânımı,
Gen oynaş yapay güllerde;
Kızgın sularda haşlanan bir kozanın
Emektar tırtılıydın sen!
Ölümüne koşturmuştun iç-deniz atlarını;
Başkalaşan cisminle uçmak heveslerinden
Mahrum bıraktı yurduna göz dikenler,
İpeksi kanatlarını...
Bir karanlık kuşatma,
Uslandırdı denizi;
Pul pul ışıldıyor bak,
Yakamozlarda mâzi!
Ay dolanıp gitse de
Çolpanında bûsesi;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!