Ne kadar çok yazar çizersek aşk erdemini,
Düşünmeye alışacak bir nicemiz imge boyut,
Sarmal genlerimizde rüya gezgini,
Sesten hızlı fikirlerle...
Devlet ilşkileri, milli çıkara göre;
Say, santranç turnuvası, hamleye şartlı süre! ..
Ne devamlı müttefik, ne de körkütük düşman;
Böyle sanan oyuncu ziyandadır habire.
I.
Sorgusuz yargılamanın
Dilekleri kelepçeli,
Sevdâsına doyamamış,
Adam,
O’nu hep ağlar gördük, arzuhâli şirin mi?
Firakının sebebi bâtınından derin mi? ..
Hizmet semeresinde sap sam’anın payı ne? !
Kırığından em sızan testi yoksa, rehin mi? !
Kısa devre yapınca muhabbetin kofrası,
Lades kemiği arar dilde Şair sofrası;
Arifane şölenin olmazsa olmazıdır,
Ülfete limon sıkan ukalanın tafrası...
* Arifane şölen: Katılanların masrafı paylaştıkları ziyafet.
Gecenin ilk-dördünü, sabahın güneşi mi?
İçine düşen gölge özge yâr özdeşi mi?
Aklını kalbine ver hislerini sorgula!
Can sebil o mesti-naz gerçek bir ruh eşi mi?
YUSUF BİLGE
Bebeksi bakışları emzirirken gül beniz
Kök salan işgillerle tomurcuklu dal filiz! ..
Ağır serzenişinin hamalına gülümse,
Bak Onun sayesinde çiçek açmakta şah giz! ..
O zülfiyâr tüllerle omzunda zümrüt göğün
En soylu sevdâlara büründü Haliç’te gün...
Ahret bahçelerine konuk ecdat izinde,
Hârelendi yamaçlar ters lâlenin remzinde...
Serdar dediğin astıyla kemik ve ilik gibidir;
Çifte sudan yalım almış zülfikar çelik gibidir.
YUSUF BİLGE
Ne yen içi, ne yen dışı,
Asla kolun kırılmasın!
Ayağın göl, başın pınar,
Gül at, elin yorulmasın!
Gönüllerden taşra kalma!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!