Nice ürkek bakışın endişe sarkacında,
Kelebek kanadından hassas salınımları,
Bir nabız çizelgesi hükmünde görüyordu;
Sararmış çehrelerde ayva hazan tüylerin,
Can suyu belleğine yansıyan renkleriyle
Tunç devrinin dökümcü kumunda eriyordu…
Kilit vuran ellerde anahtar aramayın!
Merhamet dilenmekle gelmez kurtuluş çağı;
Öze dönüş çabası boşa gider sanmayın,
Bilincin göynümesi bozacaktır tuzağı.
Her yanlışı beynine duy-gör yöntem nakşeder;
İntihalinde cömert, paso fikir bahşeder;
Dilinde tüy biterken ter basar apışını,
O ki, bir baş yorumcu, suyu sıksa taş.. eder...
* İntihal: Başkasına ait bir eserin tamamını veye bir parçasını aşırarak kendisine maletme.
Arafın berisinde çekmiş özlem yükünü;
Nefsini köz eyleyip yakmış mecaz mülkünü
Ve canan tuğlasından aldığı teyemmümle
Arındırmış ruhunu yarınsız vuslat günü...
Sabır taşı çatlar oldu, bu menzilde kalan olmaz;
Vakt erişir, dost yetişir, aşkı meşke salan olmaz...
Dünyalık tek servetimiz kadavra beden diliyle
Can pazarına dökülsek, üste versem, alan olmaz...
Ağalarım, Paşalarım, ilçelerim, illerim,
Analarım, Bacılarım, beldelerim, köylerim,
Çağalarım, balalarım, hanımlarım, beylerim,
Sitem kendimize, sözüm ortaya:
Yakamıza balçık nerden bulaştı? ..
Başımızda çuval da neyin nesi,
Sevgi yoksuluyduk el aça geldim
Birazcık muhabbet dilensem, çok mu?
Kapılar kapandı düşlerimize,
Yağmurun önünden çilensem, çok mu?
Sine hûn, gözler bungun, derbederlik diz boyu,
Bakışlar çisentili, gam savruğu yâr, yaran;
Diriliş soluğuna yetmez olmuş can suyu,
Kök çınarın umudu, tufan emsal bir boran...
İç burkan serzenişim ruhları karartmasın!
Kutuplardan bize doğru yaklaşmakta bir felâket,
Yurdumuz da çölleşiyor bu kötü sona işaret…
Sağırlaşan vicdanlara dert değil dünya umarı,
Küresel çapulculara vız gelir doğa şamarı.
Coşa gelen divânımla,
Yom vereyim imânımla:
An bu andır anlayana,
Devran bu devran,
Han'ım heeyyyy!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!