SEVDA KILAĞISI
Keçe dil aldayıp sağdım yılan nefsin ağısını,
Hançer gözlerde bıraktım sevdamın kılağısını...
Rengini bulamayan sabahın hüznündeyim;
İzlerimi örten kar peşim sıra seferde;
Son menzil sapağında doğadan binlerce göz,
Kurşun yemiş ceylanın bakışıyla kederde;
Yad yabancıdan farksız kendimle yüzleşirken,
Bilinen kimliğimin bir adım önündeyim;
Görmedim, biliyorum: Ufuklar ötesinde,
Avazı benden olan yankıların peşinden,
Rüzgârlar dolu-dizgin amansız esmektedir...
Görmedim, biliyorum: Bir yörük kiliminde,
Eyy gönlümün has konuğu, çektin perdeyi gözümden! ..
Bir kül yutmaz köseğiydim, dersimi aldım közünden! ..
Derler ki, yaş kocalsa da gönül genç ve diri kalır;
Gözler bile yalan söyler, o sözünün eri kalır.
Gün batımına yakın Asya’nın ar duygusu,
Çay kıvamı demlenir Üsküdar sahilinde;
Bakışlar bir sevgili arar gibi gezinir,
Akşamın melâlinde solan Kızkulesi’nde.
Gemilerden el eden gurbetsi yorgunluklar,
Yağmur koçaklamasıyla bam-teline dolamışım,
Yedi renkten sonsuz nağme, ozanlık şet-kuşağını;
İki gözüm iki çeşme, yıllar yılı sulamışım,
Tohumluğa karsın diye, gönlümün sır başağını...
Bir maral çağrıya kanmış hayalîmin büklümleri,
Kurt Nazar Mehmet Paşa oğlu Turhan Alp’ın Dosteli’ndeki düğününde, toy 'maşala'sına katılan Adsız Ozan’ın, saz çalıp Nasreddin Hoca’mıza öykünmesidir:
Düğün dernek eşe dosta yön olur,
Doyumluğu görkemliyse ün olur;
Davet üzre toylarında gün olur,
Acı kaybımız, Kırımlı Yazar, Saygıdeğer Cengiz Dağcı’nın
“Yansılar”ından yansımalarla ölümsüz anısına
armağanımdır.
YETİM ÇAĞRI
Çürüyen nefeslerde sözlerimi yitirdim,
Düşüncem, kayda geçen ifâdesine tuzak;
Sığınsam bulutlara, şimşeklere karışsam,
Gürleyen yüreğimdir, şavkım kendime yasak.
Dilimin ucundaydı, unuttum şarkımı da,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!