Yollar düğüm, düğüm bağlı dizlerde,
Demir âsâ, demir çarığa küskün;
Uygun adımlarla kardan izlerde,
Dünü yaşatanlar, nerede bugün?
Sulu-sepkenlerce incelse zaman,
“Ulu cevizlerin gölgesindeki
solgun menekşeler üzerine”
Bir yetim orada, bir öksüz burda,
Boynu bükülmüştür menekşelerin.
Kötü deme! .. Kime kemlik yaraşır? ..!
Dile bekçi, dudakdaki incinir...
Sevinmek ne, yerinmek ne, sonuç ne? ..
Teğet geçsen, odakdaki incinir...
O da ne (? !) ,
Derlemiş, toplamış garipliğini,
Gölgesini, güne asmış, gidiyor;
Yolları elemiş ipek kozada,
Poyrazıyla birlik esmiş, gidiyor...
Kartal uçuşlarının çalımı alkışlarda,
Gün mâziden yalazlı alıcı bakışlarda.
İzciler, yavrukurtlar yarınları kuşanmış,
Fetih günü coşkusu önce düşte yaşanmış.
Aşk'ın, muhabbetin has kaynağına,
Gönlün sâhibine, Zât'ına selâm!
Ne varsa varlığın birlik deminde,
Evvel, âhir, zâhir, bâtına selâm!
Adı güzel, kendi güzel sebebe,
Canda mirac keşfine hazır içtenliğinde,
Buğulandı geriye çektiğin gözyaşların! ..
Hüznünün eyyamına direnen benliğinde,
Aşka tetik düşürdü zemberek bakışların! ..
Var-oluş bestesinde sezgilerin can-suyu,
Ebru desen düşlerden balkıyan umutlardı;
Nice bin ışık yıllık ezgilere tan boyu,
Eş anlamlı bir güfte gözlerdim uzaklardan,
Aşka destan umardım tozpembe şafaklardan...
Yalın ayak yürüyordun,
Ayakların düşüncemdi;
Bir kırık camın üstüne bastın!
Yerle yeksan aynalarda,
Yüzünden düşen bin parça
Ey benim koçak tutkularım,
Nice binler yılın destanlarıyla
Dilimden çağlayanlarca dökülen,
Cihanda birlik çağrısı,
Dost-avaz duygularım!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!