Aşkı kim anlamış bir bilen var mı?
Varsa da bilgisi dile uyar mı?
Bilfarz uysa bile, söz içre beste
O sır titreşimi kulak duyar mı?
Zamansız bir tutumlanış
Aslımızı ele verdi...
Yaktı, yandırdı tavında
Külümüzü yele verdi...
_________________Cananın gün batımı
_________________Cana gece bilesin! ..
Dem bu dem sılanın gün batımında,
İçin için yanmaktayım, korlandı gül arzumanım;
Ağyar bilmez bu yangını, gönlümü basar dumanım...
Ne dündeyim ne yarında, ne enlem ne de boylamda,
Kulağı hep kirişte, tuğunu dikmiş dağa;
Vur-kaçla beylik taslar, el kesesinden ağa;
Cankurtarana muhtaç pepe kakaç piyade,
Hem yüzmesini bilmez, hem de çıkmış kavağa! ..?
Gurbetten hasrete ayak sürüyüp
Sizi can gözüyle görmeğe geldim;
Dostluğun ocağı sıla dediler,
Bu sözün sırrına ermeğe geldim...
Kör noktaya batmışsa pergelin sivri ucu,
Diğerinin çizdiği her çember imge suçu;
Vicdanların sustuğu, sözün bittiği yerde,
Sesinin yankısına tapınan o birisi,
Müheykel münadidir lafügüzaf gerisi;
Dili tamtakır tokmak şöhret budalasının
Şiir sepisi noksan, davul olmaz derisi…
Ne zamanın ruhuyum ne mekânın baş tacı,
Kurdun kuşun dilinden ilham derlemekteyim;
Ne köküyüm kelamın ne de mecaz ağacı,
Öyleyken için için esip gürlemekteyim….
Ben gülün daha bir Leylâ olduğu yerden gelmişim;
Bülbülün canda cânanı bulduğu yerden gelmişim.
Zorluklarla güreşmişim ayrılıklar meydanında;
Sabır küpünün hasretle dolduğu yerden gelmişim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!