Bu bir Çin işkencesi ve insanlık utancı,
Uygarlık beşiğinde yıllardır aynı sancı...
Ejderin kor nefesi kuruttu bulutları,
Azatlık meydan buldu,
Mazlumlar bayrak açtı;
Gök Hazar silkelendi,
Ruhlar birleşti, taştı;
Zulmetin gerçek yüzü,
Silahlar, ölüm saçtı…
Yıl bindokuzyüzyetmişyedi...Urfa Merkez ilçe Sarım Köyü’ne giden bir araştırma ekibinin tercüman kullanarak anlaşmak istemeleri üzerine, bir kadının öne çıkarak, ' biz Türküz bizimle Türkçe konuşun' diye diklenmesidir:
Köşede, bucakta kalmışlar diye,
Aynı devlet içre tek soy oluşun
Karlı geleceğin buzlu sırrını,
Kavurana, dilimiz kem söylemez...
Özümden süzülen çağ fermanını,
Buyurana dilimiz kem söylemez...
Yazgına ten izdüşüm
Bir çember çizmektesin,
Cismini kovalarken
Gölgeni ezmektesin! ..
Bak nasıl gündeme düştü, eski Haliç’in kokusu! ..?
Avcı meşrep ava tuzak sistemin hokus fokusu...
Artık tirol çekiliyor, kim bakar olta ipine,
Örgüt sarmalında kolpa, pespaye Simon tipine? ..!
Güç yetmez engellerin demir memelerinden,
Azatlık emen millet, öz bahtını bağlar da,
Daha dün baş temenna, kaftan öpen tufeyli,
Dar günümde şişlerle bağrımızı dağlar da,
Kısır çekişmelerden dertlenen Aksakallar,
Hasretin harmanında, yazgımıza ağlar da,
Yorgun ikilemler arasında,
Bulanık ormansı bakışlarda,
Uyur-gezer hülyâlarımızın
Belirsiz çağrışımlarındaki,
Hasret çarpanlarından habersiz,
Dertlerimi çoğalta çoğalta,
İLHAN AYVERDİ HANIMEFENDİ'nin muazzez varlığına, 'Anneler Günü'nde bir gönül armağanı. (13 Mayıs 2007)
Okumayı söktüğüm ilk güne andı vardı,
Annem, armağanını çeyizinden çıkardı.
Gözleri dolu, dolu sırrını dile verdi,
Devretti kısır-döngü, bugün de şafak söktü,
Zonklayan şakaklarla bûngun emellerdesin;
Pörsüyen bilincinde mânâ çadırın çöktü,
İki uçtan yandı mum, çıkmaz tünellerdesin!
Kuruntu sevdâların arabesk dertleriyle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!