Ne zaman gökyüzünde kayan bir yıldız görsem
Yalazlanır kül kömür, can tütsü hâtıralar;
Doyumsuz sezgilerin tez mecal işlemcisi,
Gönlümdeki süveyda perdesini aralar;
Bak, hâlâ terütâze kanamakta yaralar! ..
Yâr üstüne yâr sevilmez, sevdim diyen yalan söyler;
Paydaları eşitleyen, paylansa da, farkı neyler...
Suyuna tirit soruyla harelendi foyası;
Çivi çiviyi söktükçe dışa vurdu boyası;
Ezgilendi gözlerinde nice gam ebru makam,
Akkor besteye dönüştü gizemli naz kayası...
Güpegündüz düş gibi, beyaz bir at kapımda,
İçimdeki çocuğa kuyruğunu sallıyor;
Süslü koşumlarıyla sanki Hünkar biniti,
Ne var ki adım atsa, ön sağı topallıyor...
Sonradan görme Mustan
Su keşiği kollarken
Ve son model jipiyle
Dere tepe turlarken,
Ak-köprü* civarında
Tavlı tarlaya dalmış,
Pazarımız kara yerde,
Yoğurdumuz karalı mı? ..!
Hiç kimse kulak vermiyor,
Feryâdımız çıralı mı? ..!
Yaramıza kurt dökerler,
Vefâ sineklere kaldı! ..
Harbi dost Olcay YAZICInın ölümsüz anısına
İlk insandan günümüze destansı duyguların,
Gül Dağı güzergahı Gök Bilgi geçidinde,
Camdan bir heykel gibi durmuş
Öylece bakıyordun,
Bu kez sırtından vuruldu, faili meçhul Babil;
Simsiyah kana belendi, yazı kentin turası...
İsim gasbı yeter sebep, tek suçlu var E-Babil;
İnfaz edildiği dağın, çöktü düş mağarası...
Harflere döküldükçe bir yazarın niyeti,
Kehanet hükmündedir fikrinin illiyeti;
İrade beyanıyla kaderine eklenir,
Kalem izdüşümünde peyderpey gerçeklenir,
Yazıp çizdiklerini yaşama keyfiyeti…
Sen, eyy özgün yazgı, düşün, kaç milyar sayfa insansın! ..?
Kendini bil, oku diye, Yaradan’dan bir nişansın! ..
YUSUF BİLGE
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!