Bu andaç özden özneye,
Ruhsat yok yazıp çizmeye;
Sezen sezdirene vekil,
Ey kalem aradan çekil! ..
Bir ağnet görüşmesinde düş gücünü yola verdi,
Evlat, torun menziline uzaduyumuyla erdi…
Işınladı varlığını Elif kızının yanına,
Zaman döngüsünden sebep geçen yılın son anına.
Çivi çiviyi söker, susana susma konuş!
İçine bükülürsen başlar kendinden kopuş!
Sevda ceremesini rampa dikine çekme,
Bu işler göreceli bazen inilir yokuş! ..
Çiğ bakışlar yapış yapış
Adım atsak izlemekte;
Dost değil belli sahibi,
Gülüşünde bile sanki,
Bir kötülük gizlemekte...
Bildim, saygı, sevgi hep senden sana,
Her bir şeye anlam sardığın için!
Çiçeklerde kanat çırpan sevdâyı,
Aşk'ın teknesinde kardığın için!
Gerçek yiğitliğin harmanı sende,
Yalnızca bir 'uuf' kaldı, dünyâ kelam cismimden,
Adındaki harfleri, kıskandım da, ismimden! ..
...................................................
Çok eskilerden kalma kuş tüneği virâne,
Su arkıyla kurumuş,
Çarklarıyla paslanmış,
Derin uyku semesi taşlarına yaslanmış,
Deve dikenleriyle sarılmış dört yanından...
Yine sisler bastı yürek Alagöz;
Arpaçay’ın andıcıyla söze söz;
Şol Çetin-durak’ta çiğdem çiçek öz,
Ar kavımı taşa çaldı Umayca,
Çalımına çal olduğum Son-ayça...
Bulutlar özlü dileklerle pupa yelken
Daha bir hareli gezinirlerdi,
Bilinçaltı körfezlerin erguvan sularında...
Gözlerinde yoğunlaşırdı çoğu kez,
Gözler,
Bodrum izbesi
Bir boşluğa çivili...
O karanlık köşede
Özden özet serili...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!