Güneş her gün, bir umuda doğarken
Aydınlıklar karanlığı boğarken
Çatlamış toprağa rahmet yağarken
Bu hayatın değerini bilelim.
Çiçekler toprağa tohum dökerken
Sevinçten mi, kederden mi nemlenmiş?
Gözler o gözler de; yaş o yaş değil
Güzelliğin bakışında demlenmiş
Bakış o bakış da; kaş o kaş değil
Gülüşünle kalbe kement atardın
Niye şaşırırsın ey deli gönül
Dünya fani,Dünya yalan değil mi?
Var mıdır etrafı bir mahşer olup,
Birgün tek başına kalan değil mi?
Savrulup dağılır ömür harmanı
Selvi boylum ateşine düşeli
Gözlerim yaş döker dil feryad eyler
Bir garip başıma sefil gezerken
Bana senden başka kim imdat eyler
Görünce olmuşum yârin düşkünü
Gönlünden gönlümü çalıp okuyan
Neş’eyle şakıyan dillere kurban
Yüreğe nakşedip aşkı dokuyan
Sevdayla tutuşan ellere kurban
Muhabbet deminde meşke dalalım
Dişlisi kırılan hayat çarkımı
Tersinden düzüne döndüremedim
Bendi yıkılınca taşan arkımı
Sevgi duvarıyla durduramadım
Ocakta kaynattım çakıldan aşı
Kış gelince bizim Kaban dağında
Rüzgar donar,ayaz donar,yel donar
Kırağ vurur zemherinin çağında
Serçe donar,karga donar,dal donar
***
Başı hep dumanlı efkârı bitmez
Yüreğimden sevgi yeli
Eser gider dost eline
Sinemde büyüttüm gülü
Kokar gider dost eline
Uyanırım hoş düşlerle
Bana gökyüzünden yıldızları al getir
Bana Göktürk'leri, Oğuz'ları al getir
Bana yiğitleri, yağız'ları al getir
Bayrağımı indirme, Vatan'ımı böldürme
Karanlık beyinlere aydınlık fikir getir
Dün yine felekten bir gece çaldım
Silmeye çalıştım derdin pasını..
Mutluluk cemin de maziye daldım
Unuttum o anda aşkın yasını
Seninle muhabbet masası kurdum
Tşkler sevgili Abdulkadir gardaş...
Ağzınıza, gönlünüze sağlık. Kaleminiz hep yazsın değerli hemşehrim. Erzurum sevdalısı, Aşkale aşığı güzel insan şiirlerinizin hepsi birbirinden güzel. Rabbim devamını nasip eylesin.