Aşk duygusuz insan işi değildir
Bade içmeyenin düşü değildir
Gönülsüz sofranın aşı değildir
Kibritsiz yakıp da kül eder seni
Aşk ruhunu bedeninden uçurur
Bağında güllerin rengi solarsa
Siyah beyaz düşte alın olurum
Ayaz vurup yaprakların donarsa
Tutunup açacak dalın olurum
Gönlüm aydınlanmaz puslanmış camı
Dilin söylediği aklın kantarı
Tartacaksan o kantar da tart beni
Arif olanlardır gönül sarrafı
Satacaksan o sarrafa sat beni
Bitip ömür kalınca tek başına
Sevda mektebinde yâri okudum.
Gönlümü hicrana kattı da gitti
Adını kalbime aşkla dokudum.
Zavallı bir Mecnûn etti de gitti
Nasılsın?Dediler, meftûnum dedim.
Nazlı yürüyüşün benzer sülüne
Ayağının kundurası olayım
Sırma dan saçların inmiş beline
Örüğünün kurdelası olayım
Kaşların ay gibi, gözlerin çakır
Bunca yıl sonra seni,tam karşımda görünce
Yüreğim coşa geldi,gamlandım ince-ince
Hayatın saatini tersine kurdurmuşsun
Hâlâ güzelsin, hoşsun; zamanı durdurmuşsun
Sen ayrı bedende can, ben ayrı cana beden!
Yanağında kızıl güller sallanır
Uçup konam dallarına Aybalam
Yavuz ismi dudağında ballanır
Kurban olam dillerine Aybalam
Kerem edip ardın sıra dolandır
Zemheri sabahı kapı çalındı
Acı haberini ben duydum babam
Ölüm haberinle canım alındı
Virane ne ise ben oydum babam
Babam!.. Diye feryat yükseldi dilden
Kırıldı dalları koca çınarın,
Çürüdü gövdesi özü değişti…
Kurumuş gözesi akan pınarın,
Şefkat ile bakan gözü değişti…
Hayatı çileyle,gamla yoğrulmuş
Baharın son demleri, geçiyor artık mevsim
Menekşen, lalen solar; heveslenme boşuna…
Ömrün nevbaharından sararmış birkaç resim
Maziden selam verir, hançer vurur döşüne…
Misk-i amberdi tenin, ne güzeldi rayihan
Tşkler sevgili Abdulkadir gardaş...
Ağzınıza, gönlünüze sağlık. Kaleminiz hep yazsın değerli hemşehrim. Erzurum sevdalısı, Aşkale aşığı güzel insan şiirlerinizin hepsi birbirinden güzel. Rabbim devamını nasip eylesin.