Seni genç yaşımda sevdim seveli
Her lahza adını anar beklerim
Yuvam gül dalıyken daha evveli
Bir kara çalıya konar beklerim
Bazen ateş olup yürek yakarsın,
Direkte titreyen sokak lambası
Altına oturmuş bir mahzun çocuk
Eli, yüzü paslı; kirli kafası
Sırtına geçirmiş bir yırtık gocuk
Kollarını dizlerine bağlamış
Ömrün sonbaharın da;vahlanmak neye yarar
Hala bu deli gönlüm, yeni ufuklar arar
Soluverir bahçemde çiçekler birer-birer
Hatırlatır maziyi yüzümdeki çizgiler
Dalgaları durulmuş denizler gibi durgun
Yüceler yücesi senden dileğim
Gayrı vuslat ferman olur bir zaman
Kaldırsın mikabı yüzün göreyim
Şu gönlüme derman olur bir zaman
Bir haber beklerim gözü eladan
Türlü halı sermiş yar diyarına
Sıralıdır bizim orda yaylalar
Seyre doyum olmaz ilkbaharına
Törelidir bizim orda yaylalar
Yiğitler çimlerde güreş tutardı
Tandır bacasından duman tüterdi
Bahçesinde türlü çiçek biterdi
Kapısında allı horoz öterdi
Terkeyledik bizsiz kalmış bizim ev
Sanki buralara baykuşlar konmuş
Hicranla son buldu bizim öykümüz
Her günü sel olur düşer yanaktan
Bir yerde çalınca bizim türkümüz
Hasret-hüzün çıkar gelir uzaktan
Saçlar apak oldu, sanki kar gibi
Doğduğumuz günden sokmuş bir cenge
Sonu anlaşılmaz iştir bu Dünya…
Bazen solar,bazen girer her renge,
Bazen kötü, bazan hoştur bu Dünya
Bazen gemileri dağdan yürütür,
Girip baktım Dünya nedir?
Birçoğunu azar gördüm
Tiyatro mu bu,ya nedir?
Ecel oyun bozar gördüm
Kimi evli,kimi bakir
Uymaz gaydasına saz bana kırgın
Düzenler bozulmuş,teller bozulmuş
Zevkin deryasına dalıp da hergün
Yüzenler bozulmuş,göller bozulmuş
Sızlatır sinemi azgın yaralar
Tşkler sevgili Abdulkadir gardaş...
Ağzınıza, gönlünüze sağlık. Kaleminiz hep yazsın değerli hemşehrim. Erzurum sevdalısı, Aşkale aşığı güzel insan şiirlerinizin hepsi birbirinden güzel. Rabbim devamını nasip eylesin.