1980 yılında Adıyamanda doğdu. Yaşamı boyunca edebiyat alanında çeşitli çalışmalara imza attı. Etika Dergisinin kurucularından olup orada değişik isimlerle yazılar yazdı. Değişik radyolarda şiir programları düzenledi. Kara kalem çizimler yapıp bunları dergilerde yayınladı. Ayrıca usta bir tiyatro oyuncusu olarak Ankarada yaşamına devam ediyor.
Beni vurmaya gelenlerin adımlarında
Kırıldı düşlerim yere düşerken
Kendime bir hayal bulamadım çocuk gülüşlerinde
Anneme dayandım, suskun kaldım bakışlarda
Her yanım bir deniz gibi köpürüyor sanki
Dur dedim durmadı gidenler
Uyan, bak gözlerime, ne kadar hasret sana bu gözlerim
Tıpkı bir deli çığ gibi...
Uyan ve başımda dönen kuşlara bak,
Şiir dolu çığlıklarını senin için dinliyorum şimdi,
Uyan ve bak...
l.
Hep karanlığın derinliğinde söyleniyor şarkılarımız
İçimizde bir o kadar da özlem duyuyoruz ışığa
Geçmişimde ellerin sığabileceği kadar küçük oluklar
Suya hasret kalıyorum bu beyzi mekanda
ll.
Küskün bakışlı bir beklenti içindeyim
Daraldıkça daralıyor hücrelerim
Dertten kayıp düşüyor yüreğim
Of çekiyorum
Ellerimle siliyorum hayatın kan revan yükünü
Yorgunum artık halim kalmadı
Ellerinde bir hayat dönüyor gurbetime
Ah toplanıyorum sılam
Yüzünde kırmızı karanfil deste deste
Kör olası al dağlar yarimden bir haber verin
Dört duvar odasına mezar taşı mı kaldı
Sana ait bütün cümlelerim öznesiz
Mevsimlerim karma karışık
Kendimi uçurumlardan atabilirim
Dokunma bana
Sen git
Verme ellerini sakın, uzatma
Beynimde patlayan sözlerin müzmin inancına dayanıyor ilk aşktan geriye kalanlar
Makamına ulaşamayacağım huzurun teferruatlı bir dokümanı sanki sıyırıkları vücudumun
Kabuklaşan her yüzün hayat çizgisinde seni aramaya çalışırken, kaybolmak gözlerde
Hüzünlü her bakış
Kırık bir duman yorgunluğunda Seyir gemisi kendi batışına gidiyor
Mavi bir denizin kan kokan sınırında ne bir ada nede kurulacak bir kulübe var
Bir lokmada tükeniyor sözler
Puslu bir şehrin derinliklerinde yapmacık gülüşler
Etikete bürünmüş gül yığınları
Tarihlerle kıyaslanan soğuk eller
Ekmek arası bir aşkın koparılan dilimleri
Bir bir tükenir
Ve son
Her şeyde olduğu gibi, yağmurun tükenişi sanki
Bulutun rüzgarda kayması
Olgunlaşan bir meyvenin dalına tutunmaya takati kalmamış gibi
Hayata tutunmaya takatim kalmadı artık
Gittin, sen de gittin
Hayatı tasarlamaktan yorulmasam da yaşamaktan yoruldum şimdi
Kelepçeye dolanıyor yollarım
Kapılarımda zonkluyor sesler
İçimin denizleri kurumak üzere
Mutluluktan yeşeren hiçbir fidan kalmadı
Benden yana yaşanılacak bütün bir ömür birden düşüverdi alnımdan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!