Ben seni yıllara sakladım
Kalbimde bir hece gibi parçalanıyorsun
Ömrüm soluyor kapılarda
Gidiyor bulutlar uzaklara
Dur demek için çok geç artık
Yağmur düşüyor toprağa
Titrek bir geçmiş takılıyor ardıma
Ne yana baksam ağlayan gözler
Sıkışmış yürekler, Çatlamış eller.
Bütün yıldızlar sönük
Bütün sözler yarım, yüklemsiz.
Aşk özgürlük peşinde koşmuyor artık
Ekmek yoksa aşk yok be kardeşim
Hasat mevsimi geçti
Çuvalların boş
Bu kadar yüzsüz olma
Önce ekmek olsun
Pirinç,buğday tarlaları
Hava soğuk
Üşüyorum, ellerim üşüyor
Bir adımda öfkem büyüyor
Maya düşen külleri büyütürken rüzgar
Bir çift ölüm gediyor ambarıma
Irgatıyım öfkenin
Sen bu günün son demisin
İçimden çıkarıp atıyorum seni
Karanlık bir ağaç kovuğunda
Karıncalara terk ediyorum herşeyi
Bitmelisin
Tükenmelisin
Çerçevede yıpranmış bir ömür hayalin
Dar kenar bir ölçek kalbin içimde
Karanlıkta pus deresi akıyor şimdi
Bu bahar senin adın mıdır sevgili?
Bir yaprak kadar üzgün düşüşlerin
Sana bir heybe yalan getirdim
Aç gözlerini yeşilime
Kangren bir düş koleksiyoncusuyum
Kum tepeleri içime miras belki
Ama ben sana mutluluğu miras olarak getirecektim
Gözlerin neden düşmüyor sözlerime
…
Bana biat etmeyenler bir çakıl taş ölümlüsü
Fırtınalar büyüdü içlerinde
Elleri tutmaz oldu
Gözleri görmez
Helakım bir halk duruluğunda
Bilmem kaçıncı tövbesini yaşıyordum gecenin
Ay çemberine almıştı yıldızları
Hüzünlü bir rüzgar yalıyordu yaprakları
Yanımdaki çaya inat, sessizdim
Nefesime sevgini sarıyordum.
Nice vakitlerinde taşırıyordum özlemimi
aşk öldü
kefeni kırmızı boyalı bir hasır
dört köşe çerçevede kaldı
aşk öldü
herşey bitti o an
sözler havada kaldı aşk öldü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!