Ne olur halimi sormayın bana
Yaş ile kurunun arasındayım
Yiyip kemiriyor kurt düşmüş cana
Kemikle derinin arasındayım
Gam ve tasa bu dünyada gördüğüm
Arif meclisinden girdim içeri
Bir minder gösterip buyur dediler
Hayır hasenatta hiç durma geri
Fakir fukarayı doyur dediler
Haddi aşmak olmaz terk et sen kibri
Her aşkın tarifi kalıba sığmaz
Yüreğin göz ile bakışıdır aşk
Bu dünya nefrete, kavgaya değmez
Sevip sevilmenin nakışıdır aşk
Gülü yâr eyleyen bülbülün sesi
Vatan, bayrak uğruna hep şehadete koşan
İslamın son ordusu, düşman hep aynı düşman
Vur Allah rızasıyla isteme şöhret ne şan
Sen Mehmet oğlu Mehmet, düşman hep aynı düşman
Mevla’m kanat vermiş kuşa, kanatsız
Uçulmaz ki derdi rahmetlik babam
Deryalar yelkensiz, hudutlar atsız
Geçilmez ki derdi rahmetlik babam
Arşın, yerin; cümle âlem hepisi
Gözlerinde güneşi
Yüzünde gördüm ayı
Bana yalnız sen gerek
Neyleyeyim dünyayı
Kim kimdir, nasıl biri bakınca anlarım ben
Adam mı, değil midir abasından bellidir!
Sorup soruştururum, oturur dinlerim ben
Soylu mu, soysuz mudur babasından bellidir!
Bir garip sofradayız “kimi yer kimi bakar”
Kim kimdir, nasıl biri bakınca anlarım ben
Adam mı, değil midir abasından bell’olur
Küçük-büyüktür demem oturur dinlerim ben
Soylu mu, soysuz mudur babasından bell’olur
Bir garip sofradayız “kimi yer kimi bakar”
Hele şöyle dön bak beniâdeme
Dünyanın ipini tutmuş gidiyor
Hep eyvallah demiş neşeye, gama
Ne varsa hepsini tatmış gidiyor
Bilmeyen var ise tanısın bilsin
Tarihler yazıyor, bize Türk derler
Yüce Türk adını duyan eğilsin
Tarihler yazıyor, bize Türk derler
Düşmanın üstüne boran, karız biz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!