Taş olsun,zâlimin basamağına,
Aslı inkâr eyleyen baş.
Aş olsun,zûlmün satırına,
İnkârdan berû,baş eğmeyen baş.
Daha eydür.
Gecenin,
gündüze secde ettiği vakit,
Gündüzün nûr olup,
Kabrimi eştiği vakit,
Ben çıkacağım...
DOĞUŞ-3.
Gecenin aklını gündüze verip bir ettim.
Yedi Âlem yürüdüm,yedinciyi nûr ettim.
Toprak idim soyundum,kör nefisi kul ettim.
Cânlar sofrasına varıp cânânı gördüm,
Saklanma ne olur,kapını çalan efgânımı duy.!
Sevdana yolcudur ecelim,ayak seslerini duy.!
Can veren dudağımdan hep sen,sen diyen figânı duy! .
Yoksan yanımda eğer,kabrimde öten bülbülü duy.!
Aç da pencereni,ağlayan rüzgarın sesini duy.!
Kısacık bir hayat için,
Çok zordu onurlu yaşamak.
Boyun eğmeden namerde.
Çalışmak yılmadan,durmadan,
Çalışmak..
Bir lokma ekmeğe,bir kör kuruşa.
Hâtıradan uçtu düğün günleri.
Sırma saçlar şeh-vâr’a da yetmiyor.
Elâ gözlerin kara,kara sürmesi,
Şu dizlerin bağını da çözmüyor.
Dökülen her tel saç mihnettir yâre.
Ummân’a yürüyen o büyük efsâne,
Boğuldu çirkin falcının tasında.
Harâm olsun uykular Dâr-ı fenâ’ya.
Bu rüyânın sonu da ayrılıksa.
Bırakın dahasına ağlasın.
Gayrı gözlerimin sabâhı,sabâh.
Dil-rübâ olsa türkân-i çerh,bin nâz etse de,
Bir nokta-i gurûb,şu nâ-çîz beden Âlem’de.
Yanar ince bir çerâğ gönül kıyâmetimde.
Ummânı yok âteş-nâk a,gayrı elden ne gelir.
Bir el duâ da öbürü kanayan bağrımda.
Uzanınca basağıma müjdesi,
Ayağın öpen taş olasım gelir.
Kapanınca kirpiklerin arası,
Şamdanında mumun olasım gelir.
Bütün fermânlar yazıldı bitti.
Aradım hep gönül mahşerimi.
Ne cim-i kaldı,ne de noktası.
Yar-ı cân kalem ucunda şimdi.
Harâma yazdılar sen helâli.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!