—Yaşam Kesitinden -
Gündüzleri güneş alaycı sırıtsa da, mevsimin zorluğu başlamış kış gelmişti, hava zıpkın gibi, dışarıda rüzgâr ıslık çalıyordu. Erciyes dağına kar düşmüş olmasına karşın henüz şehre kar yağmamıştı. İnsanların burunları akıyor kâğıt mendil fabrikaları amerikancı krize rağmen çalışıyordu. Suni ve sentetikleşen bir yaşamda ne havaların ne mevsimlerin eski tadı düzenliliği yoktu, adeta gökten mikrop yağıyordu ve Grip mikrobu, zayıf düşen bağışıklığını kaybeden toplumun belası oluyordu.
Osman geçmişine dalıp dalıp gitse de yaşadığının gerçekliğinde, kahırlanmanın bir fayda getirmeyeceğinin bilincinde otuz yaşını çoktan geçmiş ayakları işlevini yitirmiş biriydi.
Türkü gözlü şiir dilim
Hüzün bulutlu can yüreğim
Sevgi yumağı gelinciğim
Yaramı saran yaram
Sesimi duyan sesim
Nerdesin nefesim
Salındım ufkunun deryasına
O ben gözlerin ayrık zaman karası
Dayandım gün sıcağı bakışına
Elimde
“küpten alınan kökten çalınan”
hüznümü tetikleyen hangi zaman kanamada
kayıp giden o çokça sayamadığım yıldızlarda
bunca acılar sağanağında kalmışken bir başına
bu günde gözler ateş alımı madımak yangını
seyircisi olunan yaşamın kahpe bir saldırısı
Bir umut büyüt dedi
yaşlı dert ağacı
bahara
ıhlamur kokularına
Kardelen
Nasıl güneşe hasretse
(kopart gecenin ipini soyunsun gerdanından,savrulsun rüzgarımızda yoksunlar, akayım sana öpücüklerden kale olsun
çağla bana,gecenin mavisinde kopart yüreğimden yüreğimi al kat yüreğine, iki yürek bir olsun
kardelenler nasıl üşür Munzur’da,har gül nicedir yarda, güneşi bekler açsın diye gün şafaklarında.
o koca dağdan düşer kör karanlıklar, ben beni vurur, it gibi titrer sokakta kalan garipler,bir üşüme ağlar kuytu kıyılarda
____ Beş Kala
(Güz hüznü ve üşümelerinin sabahında uzanırken duygu kaçaklarıyla
Buluşmak vardı sımsıcak bir günaydında, dudaklardan kalbe düşen satırlarda
Oysa kalmasın demiştik, zaman şimdi kendi ağının suskularında.
Ay teninde güller açar, sen gülünce gün solgun yüzünü toplar, gecem saçlarında yıldızlar doğar
güzden kalan kırık bir kürek
kayıklar yan yatmış gecede
ak köpüklerinde dalgalar
sessiz bir iç geçiş salınımında
kıyıya varmak istemezcesine
petrol atığı kaplamış
Biliyorum
Su üstüne mavi gecelerdi kızıl öpüşlerde
Bir yerde yalım,yalım ıssızlığın kananamaları sürer
Zamansızdı acelesi vardı yitiklerde
oylum,oylum çağlarca derin bir sızı
Sevgi!
Ölümsüz Aşk
-Buluşulunca sevgide, yaşanır en güzel anlar o sevgiyle birlikte/ An gelip sevgi bittiğinde, başlar sorgular böylemi olur ayrılıklar, böyle mi olur kopuşlar / Ayrılığın yaktığı ateşte,Kimin içini kaplar volkanik dağlar /Biter bazı sevgilerde, yeryüzünde yaşam sürdükçe /Bitmez bazı sevgiler, gözlerimin rengi gözlerim /Ömür ömrümdür sürer ömre bedelde-
(Bir boşluğun yetersizliğinin çemberinde/ gidip gelmeler, gelmelerde dönmeler/ gidipte gelmemeler /özlem biriktirmeler, yaşamak varken düşten gerçeğe /istencin doruğunda, bir ömre sığdırmak isteğimiz ne varsa / yarım kalan düşlerde/var oldukça sürüyor çözülesi yaşam denen bu bilmece/ içim zifir karası, geceler zindan yarası /yokluğun tamlanacak sen günüm ömrüm gelince)
Işıklar içinde uyu güzel insan. Seni unutmayacağız