yeryüzünde sevgi var olduğu ki insan var olduğu sürece
kaybolmaz sana olan sevgim yaşadığım müddetçe
uzak kentlerin yakın sesinde
kaldırım kırığı bir yalnızlık üşümede
sensizliğim kayıp bir kentti gelişinde
—O; konuşmasının başında, ben özürlüyüm der.
Adam, nerenden özürlüsün? oysa yaşamın kendisi özürlü,ayrıca olsun ne var bunda yeter ki beyinlerimiz özürlü olmasın.
—O; bu düşünceye sevinir, iç geçirerek genelde böyle düşünülmüyor, sizin bir ayrıcalığınız olmalı?
Bulvarın duvarı ne kadar yüksekti
Kordon boyunda dolaşırken
Güneşle yükselmiş ağaçların gölgesi
Gölgelerimiz yola vururuken yetmezlerde..
Ne kadar çok istedikse
Varlığın Bahardır
Yokluğunu bahara sayarım
Geçmez sevdamın tılsımı
gözlerim hep sende kalır
yüreğime hep seni ekerim
Kuytu köşelerde durdum
Mutlu mutsuz yüzler
Sevecen donuk bakan
Gözler gördüm
O gözlerde
O yüzlerde
gidişine şaşkın, ak bir martı uçarken
o günü düşünelim kaçak bir düş gibi
uzak zamanların yakın yangınlarında
ekmek arayan aç bir köpek gibi
hayvansal güdülerin coşkusundan
öyle bir gelmiştin ki
gündüzü giyinip
boz kırların serin yaylasında
duru sular akardı
(Sözcükleri Derin Denizlerin
İncisi Gibi İşleyen
Halkının Acılarını Acısı Bilen
Zor İşçiliği Seçen
“Ölüm Bir Kez Daha
Adın Kalleş Olsun” Derken
Karadeniz’in,Ege’nin,Marmara’nın
eser çağlayan dalgaları
buruk ak mavileriyle bakar dağlara
kayalar kılını kıpırdatmaz
bağrına oturmuş nice kayalarla
düşünebilse dili olsa dile gelse
Işıklar içinde uyu güzel insan. Seni unutmayacağız