bir yarım ay gecede
ağrısında diğer yanım
bıçak sırtı pus çökende
hep üşür yokluğunda
hala uyumadın penceren açık
Bir Zamandan Doğan
-Kop da Gel Bana-
Vuruldu
onların duvarları
coşturun canlar
çoğalıp çağlayalım
deli bir çavlanın saçlarında
yunsun zaman
uzat bir yol
Depreşti sancılarım
Doldum yine hüzün
Taşsam Ergene olur muyum?
Dicle, Fırat böyle ağlarken
Meriç ağıtı dolanır sularıma
Boy vermez çağlar kendi kendine.
tarihin vurgun derinliğinde ilkel komünden bu güne
esaretin zincirinde kırılacak omuzdaş hep birlikte
taşı delen suyun gücünde sabrı demler hüznü içinde
gözleri sevgi dolu bakar özgürlük mavi tutku bizde
çekiciliğin estetiğinde üretimde yaşamı var edende
(Boşluğun karanlıklarına
Ay evinden saçılan
Yıldız parıltılarıyla)
Gül dikeniyle nasıl güzelse
Gece gündüzde
Yürüyüşçüler için çok uygun
Yollar dardı iç içe geçimli
Ne iz sürülür ne ele geçerdi
Tam bir zula kenti
Günü geldi genişledi
Umut Çiçeği
Hani ya bilmem hatırlarmısın yada hiç duymuşmu idin; davul tozu minare gölgesinin olmadığı ve istenilirken dile getirilen 200 gram elektrik al köşeden getir denilen birilerinin birileri ile eğlenmeye çalıştığı o yoksun ama daha sade daha onurlu zamanlarımız vardı ya..
Revamıdır- kadermidir bize biçilen
Bunca yaşanmaması gereken
Saltanatı pas tutmuş yıkılasıca olanların içinde, ..
Hırçın dalgalı denizin kıyılarında
Ne çok acı biriktirmişlerdi
Doğuma gebe bir toplumda
Özgürlük peşinde koşan çocuklar
Umudu büyütmek için Geleceğe dair o ışık
Gözbebeklerinde hiç pusmayan bir volkandı
Zaman su gibi akıp geçerken
Ayrılağa az kalmakta
Ve kapanır kapılar kararır ışıklar
Ben giderim gecenin koynunda
Ayaklarım süre süre
Kentimin sessiz kaldırımlarında
Işıklar içinde uyu güzel insan. Seni unutmayacağız